Tebliğname No : 1 - 2011/213456MAHKEMESİ : Burhaniye Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 25/10/2010, 2009/270 (E) ve 2010/355 (K)SUÇ : Kasten öldürme, eşini öldürmeye teşebbüs TÜRK MİLLETİ ADINA 1-Sanığın eşi olan mağdure Ümran'ı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde, uygulama maddesi, TCK.nun 82/1 olması gerekirken, sehven 82/2 olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak değerlendirilmiştir. 2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Mesut'un maktul Hüseyin'i öldürme ve eşi olan mağdure Ümran'ı öldürmeye teşebbüs suçlarının sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin sanığın eşi mağdureye yönelik eyleminden kurulan hüküm yönünden sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddine, Ancak; Sanık ve mağdurenin yaklaşık 30 yıldır evli ve müşterek üç çocuklarının olduğu, İzmir ili Dikili ilçesi Kabakum Köyünde oturdukları halde, mağdurenin suç tarihinden yaklaşık bir yıl önce, 17.04.2008 tarihinde, eşi sanığın evini terk ederek, yine kendisi gibi evli ve iki tane de çocuğu olan, Balıkesir ili Burhaniye ilçesinde oturan, gençlik yıllarından itibaren sevdiğini söylediği maktul ile birlikte yaşamak için ortadan kayboldukları, önce maktul ve mağdurenin Çanakkale ili Ezine İlçesi ve yakınındaki köylerde bir süre birlikte yaşadıkları sırada, sanığın eşi mağdureyi evine dönmesi hususunda ikna etmek için girişimlerde bulunduğu, bu amaçla 26.08.2008 tarihinde mağdurenin yanına gidip konuştukları, çıkan tartışmada, sanık tarafından dövüldüğünü iddia eden mağdurenin sanıktan şikayetçi olması üzerine, Ezine Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda, delil yetersizliğinden, 10.10.2008 gün ve 2008/531 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği, bir süre sonra, 27.11.2008 tarihinde maktulün kendi eşinden boşandığı, mağdurenin de 24.12.2008 tarihinde, vekili aracılığıyla, Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesine, eşi sanık tarafından kendisine şiddet uygulandığından bahisle, şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak boşanma davası açtığı, sanığın 17.03.2009 tarihli ilk duruşmaya davalı olarak katıldığı ve boşanma davasındaki iddiaları kabul etmediğini söylediği, bu tarihten sonra artık eşi olan mağdure ile biraraya gelmelerinin mümkün olmadığını düşünen sanığın, maktul ve mağdureyi öldürmeye karar verdiği, maktul ve mağdureyi çevre İl ve İlçelerdeki pazarlarda eşya sattığını bilen sanığın maktul ve mağdureyi aramaya başladığı ancak, olay gününe kadar bulamadığı, olay günü sabahı Dikili ilçesi Kabakum köyünden çıkan sanığın, olayda kullandığı ruhsatsız tabancasını da yanına alarak, Havran ilçesine saat 11.00 sıralarında toplu taşıma araçlarıyla geldiği, buradaki Pazar yerine gidip yine maktul ve mağduru aradığı, saat 16.00 sularında maktul ve mağduru pazarda gören sanığın, yanlarına yaklaşıp tabancasını çıkardığı ve yaklaşık bir metre mesafeden, hiçbir şey konuşmadan, doğrudan maktule bir el ateş ederek, göğüs bölgesinden vurduğu, yere yığılan maktulden sonra yanında bulunan eşi mağdurenin kafasına tabancasını dayadığı ve iki kez tetik düşürmesine rağmen tabancanın ateş almadığı, tabancasını doldur-boşalt yaptığı sırada şarjör ve haznedeki fişeğin yere düştüğünü gören belediye zabıta memurları olan tanıklar İbrahim ve Zafer ile pazarcı esnafı olan tanıklar Kazım ve Mustafa'nın sanığa müdahale ederek etkisiz hale getirdikleri olayda; Sanığın, maktul ve eşi mağdureyi öldürmeye önceden karar vermesi, bu kararında sebat ve ısrar gösterip aradan geçen ve tasarlamanın varlığı için yeterli olan zamana rağmen soğukkanlılıkla eylemini gerçekleştirmesi karşısında, sanığın maktule yönelik eyleminden dolayı tasarlayarak insan öldürme, mağdur eşine yönelik eyleminden dolayı ise tasarlayarak eşini öldürmeye teşebbüs suçlarından cezalandırılması yerine, suç vasfının yanlış tayini sonucu, kasten insan öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçlarından yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de; A-Tahrik nedeniyle sanığın maktulü kasten öldürme suçundan kurulan hükümde, 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası öngören TCK.nun 29. maddesi gereğince, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza tayini; mağdureyi öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde ise cezanın dörtte birinden, dörtte üçüne kadar indirim öngören TCK. nun 29. maddesinin uygulanması sırasında alt ve üst sınırlar arasında, cezadan makul bir indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde maktulü öldürme suçundan kurulan hükümde 14 yıl hapis cezası tayini, mağduru öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde ise üçte iki oranında cezadan indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini, B-Sanığın eşi mağdureyi, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde; teşebbüs nedeniyle, mağdurdaki zarar ve tehlikenin ağırlığına göre, 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören TCK.nun 35. maddesinin uygulanması sırasında, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza tayini yerine, yazılı şekilde 18 yıl hapis cezası verilmesi suretiyle fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş olup, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 07/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.