Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4515 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9064 - Esas Yıl 2009
TEBLİĞNAME : 1-B/09/222283MAHKEMESİ : (ANKARA) Dokuzuncu Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 02/04/2009 - 21/81SUÇ : Kasten öldürme R.. Ç.. ile B.. Ç..'yi ayrı ayrı kasten öldürmekten ve izinsiz silah taşımaktan sanık D.. E..'in yapılan yargılanması sonunda: hükümlülüğüne ilişkin (ANKARA) Dokuzuncu Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 02/04/2009 gün ve 21/81 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii ile müdahiller vekili taraflarından istenilmiş, sanık duruşma da talep etmiş ve hüküm kısmen resen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: sanık hakkında duruşmalı, müdahillerin temyizleri veçhile incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA A)Anayasanın 40/2, 5271 sayılı CMK.nun 34/2 ve 232/6 maddelerine aykırı şekilde hüküm fıkrasında yasa yoluna başvuru şeklinin gösterilmediği anlaşılmakla, müdahiller Hamide, Firdevs, Cemile ile Gani, Abdülhalim ve Ali vekillerinin temyiz istemlerinin süresinde olduğu kabul edilerek tebliğnamedeki müdahiller vekillerinin temyiz taleplerinin reddine ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir. B)1-Sanık D.. E..'in adam öldürme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın maktuller Recep ve Bekir'i öldürme suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçlarının niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdire ilişen sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, duruşmalı incelenen dosyaya göre verilen hükümde isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin TCK.nun 25 ve 27 maddelerinin şartlarının varlığına, suç vasfına yönelen, müdahiller Serap, Gülşah ile Gani, Abdülhalim ve Ali vekillerinin tahrikin bulunmadığına vesair nedenlere ilişen, müdahil Halime, Firdevs ve Gamze vekilinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; Ancak; maktullerin alkol aldığı parkta alkollü olan sanığın tuvalet ihtiyacını giderirken maktuller ile tartıştığı, tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu maktullerin sanığı dövdükleri anlaşılmakla, maktullerden kaynaklanan haksız hareketlerin ulaştığı boyut dikkate alındığında, 12 ila 18 yıl arasında ceza öngören 5237 sayılı TCK.nun 29 maddesinin uygulanması sırasında oluşa yakın şekilde alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza yerine, 18 yıl hapse hükmedilerek fazla ceza tayini, 2-6136 sayılı Yasaya Aykırılık suçundan kurulan hüküm yönünden;5728 sayılı Yasanın 562 maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), 15/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.