Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4356 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5333 - Esas Yıl 2016
(KANUN YARARINA BOZMA)Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 20/02/2015 tarihli ve 2015/8037 soruşturma, 2015/635 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, hükümlünün yapılan uyarıya rağmen yasal süre içerisinde müracaat etmediği gerekçesiyle hakkındaki dosyanın kapatılmasına ilişkin Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 28/01/2016 tarihli ve 2015/8380 sayılı kararına karşı şüphelinin yaptığı itiraz üzerine, infaz hakimliğinin denetimli serbestlik dosyasının kapatılarak mahkemesine gönderilme işleminin idari nitelikte bir işlem olmadığı, infaz hakimliğinin karar verme yetkisi olmadığından bahisle itirazın merciide hata nedeniyle usulden reddine dair Ankara 1. İnfaz Hakimliğinin 21/04/2016 tarihli ve 2016/1290 esas, 2016/1288 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile İnfaz Hakimliği kararının kaldırılmasına ilişkin Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2016 tarihli ve 2016/693 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;Dosya kapsamına göre, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu'nun 18/1. maddesinde yer alan, “Müdürlükler ile koruma kurullarının idari nitelikteki eylem ve işlemlerine karşı infaz hakimliğine şikayette bulunulabilir.”, 05/03/2013 tarihli ve 28578 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Denetim Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 48. maddesinde yer alan, “1) Yükümlüler ile kanuni temsilcileri, infaz hizmetlerinin yürütülmesi sırasında müdürlükçe hazırlanan denetim planları ve raporları ile müdürlükçe yapılan uyarılar gibi işlem ve eylemlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle müdürlüğe itirazda ya da infaz hâkimliğine şikâyette bulunabilirler.” ile aynı Yönetmeliğin 72/8. maddesindeki “sanık veya hükümlünün beş iş günü içerisinde ilgili kuruma tedavi için müracaat etmediğinin veya belirlenen tedavi programına uymadığının bildirilmesi ya da rehberlik çalışmalarına katılmaması halinde sanık veya hükümlü bu Yönetmeliğin 44 üncü maddesine göre uyarılır. Uyarılara ilişkin tebligatta ihlal durumunun tekrarı halinde bunun yükümlülüğün ihlali sayılacağı ve dosyanın kapatılarak mahkemesine gönderileceği sanık veya hükümlüye bildirilir.” şeklindeki düzenlemelere nazaran, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihlâl nedeniyle şüphelinin dosyasının kapatılarak mahkemesine iade işleminin idari nitelikte bir işlem olmadığı dolayısıyla İnfaz Hakimliğinin karar verme yetkisi bulunmadığı, infaz kaydının kapatılması işlemi aleyhine de şüpheli tarafından itiraz edilebileceği zira şüphelinin yasal mazereti bulunup bulunmadığının mahkemece denetlenmesi gerektiği ancak yetkili mahkemenin soruşturma aşamasında genel görevli olan sulh ceza hâkimliği olduğu gözetilmeksizin itirazın bu yönden reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 20/07/2016 gün ve 94660652-105-06-7740-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;TÜRK MİLLETİ ADINAKanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2016 tarihli ve 2016/693 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.