Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4345 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4132 - Esas Yıl 2016





(KANUN YARARINA BOZMA)Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan İstanbul Anadolu 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2013 tarihli ve 2011/964 esas, 2013/311 sayılı Kararı ile 3 yıl hapis cezasına hükümlü Atila Koçbay'ın bu cezasının infazı sırasında, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesi gereğince cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilmesine dair Akhisar İnfaz Hâkimliğinin 10/02/2015 tarihli ve 2015/47-47 sayılı kararını müteakip, adı geçen hükümlünün denetimli serbestlik yükümlülüklerini ihlal ettiği gerekçesiyle cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine ilişkin İstanbul Anadolu 2. İnfaz Hakimliğinin 12/11/2015 tarihli ve 2015/1877 esas, 2015/1941 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne anılan kararın kaldırılmasına dair İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/12/2015 tarihli ve 2015/2453 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;Dosya kapsamına göre;5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesinin 5. fıkrasında "Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün, koşullu salıverilme tarihine kadar;a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması,b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması,c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi,d) Belirlenen programlara katılması,Yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına, denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilir. Hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak yükümlülükleri değiştirilebilir.", Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği'nin 83. maddesinde “(1) Denetimli serbestlik müdürlüğüne süresinde müracaat eden hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak; toplum içinde denetimine ilişkin esaslar ile eğitim ve iyileştirilmesine yönelik programlar belirlenir, bu doğrultuda hükümlü hakkında uygulanacak yükümlülükler tespit edilir.(2) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen her hükümlü hakkında kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma yükümlülüğünün uygulanmasına karar verilir.(3) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen yüksek riskli hükümlüler hakkında ayrıca bir konutta denetim ve gözetim altında bulundurulma yükümlülüğü verilir,(4) Hakkında kamuya yararlı bir işte çalışma yükümlülüğü uygulanmayan her hükümlü hakkında belirlenen bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurma yükümlülüğüne karar verilir.(5) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak, ihtiyacı olduğu belirlenen her hükümlü hakkında eğitim ve iyileştirilmeye yönelik belirlenen programlara katılmasına karar verilir.(6) Hükümlünün risk durumu, işlediği suçun nitelikleri, özellikle çocukların ve suç mağdurlarının korunması göz önünde bulundurularak diğer yükümlülüklere ek olarak belirlenen yer veya bölgelere gitmekten yasaklama ya da belirlenen bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurma yükümlülüklerinden birine veya her ikisine birlikte karar verilebilir.(7) Hükümlüler hakkında belirlenen yükümlülükler; hapis cezasından daha ağır sonuçlar doğuracak şekilde uygulanamaz. Yükümlülükler, hükümlünün denetimine, topluma kazandırılmasına ve iyileştirilmesine imkân verecek ve infazı mümkün olacak şekilde belirlenmelidir.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği, buna göre Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlü hakkında ihtiyaç ve risk durumuna göre bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasına karar verilebileceği, somut olayda adı geçen hükümlüye 1 yıllık denetimli serbestlik süresi içindeki bütün tedbir ve yükümlülüklerin tamamını içeren denetim planının 10/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği, hükümlünün kamuya yararlı bir işte çalıştırılma yükümlülüğü kapsamında protokol yapılmak üzere 20/02/2015 tarihine kadar müracaat etmeyerek ilk kez ihlalde bulunduğu ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce uyarılmasına karar verilerek 27/02/2015 tarihinde uyarı müzekkeresi tebliğ edildiği, hükümlü daha sonra 30/09/2015 tarihinde “vaka sorumlusu görüşmesine” katıldığı ve bir sonraki görüşmesinin 22/10/2015 tarihinde olduğunun kendisine tebliğ edilmesine rağmen 22/10/2015 tarihinde görüşmeye gelmeyerek denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlal ettiğinden denetimli serbestlik tedbiri uygulamasının sonlandırılarak, yükümlülüğün ihlal edildiği 22/10/2015 tarihi ile şartla tahliye tarihi olan 10/02/2016 tarihleri arasındaki sürenin kapalı ceza infaz kurumuna çektirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan Kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 26/04/2016 gün ve 94660652-105-34-1707-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;TÜRK MİLLETİ ADINAKanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/12/2015 tarihli ve 2015/2453 değişik iş sayılı Kararının 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.