Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4288 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 3327 - Esas Yıl 2010





TEBLİĞNAME : 1-B/2010/97227Mahkemesi :Mersin 2.Ağır Ceza MahkemesiTarih Esas Karar No : 09.10.2009 - 415/321 Suç : Kasten Öldürme, kasten yaralama M.. G..'ı kasten öldürmekten sanık A.. B.., H.. G..'ı kasten yaralamaktan sanık H.. B.., Mustafa Kemal Yıldırım'ı kasten yaralamaktan R.. B..'nin yapılan yargılanmaları sonunda: Hükümlülüklerine ilişkin (MERSİN) İkinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 09.10.2009 gün ve 415/321 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi C.Savcısı, sanıklar müdafii ile müdahiller vekili taraflarından istenilmiş, sanık Ali müdafii duruşma da talep etmiş ve hüküm kısmen resen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: sanık Ali hakkında duruşmalı, diğer sanıklar, müdahiller ve C.Savcısının temyizleri üzerine incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, oluşa ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafiinin sanık Ali yönünden temyiz dilekçesi ve duruşmalı incelemede sanıklar Hasan ve Ramazan yönünden temyiz dilekçesinde eksik incelemeye, sübuta, meşru savunmaya, tahrik nedeniyle cezadan daha fazla indirim yapılması gerektiğine, suç niteliğine, katılanlar vekilinin bir nedene dayanmayan, Cumhuriyet Savcısının suç niteliğinin TCK.nun 87/4 maddesine uygun olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; A) Oluşa ve dosya içeriğine göre; maktulun eniştesi olan tanık E.. Y..'ın olaydan iki yıl önce sanıkların oturduğu evin yakınında bulunan iki dükkanı hazineden satın aldığı, sanıkların da ikametlerine daha yakın olması nedeniyle bu dükkanları kendilerinin satın almak istedikleri, bu olay nedeniyle zaman zaman sanıklar ile E.. Y.. arasında tartışma ve kavga olduğu, bu hususla ilgili Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı'na yansıyan soruşturma dosyalarının bulunduğu gibi Tarsus 2 ve 3. Asliye Ceza Mahkemeleri'nde karşılıklı olarak yargılandıkları davaların mevcut olduğu, olay günü E.. Y..'ın yanında maktul ve diğer mağdur Hüseyin olduğu halde satın almış olduğu dükkanları boyamaya gittikleri, sanıkların da olay yerine yakın oturmaları nedeniyle E.. Y.. ve yanındakileri gördükleri, bunun üzerine aralarında önceki olayların etkisi ile de yeniden tartışma yaşandığı, tartışmanın kavgaya dönüştüğü ve kavga sırasında sanıkların ellerinde bulunan sopalarla Ersin ve yanındakilere saldırdıkları, sanık Ali'nin elinde bulunan demir sopa ile maktul M.. G..'ın kafasına vurduğu, sanık Hasan'ın sopa ile Hüseyin'e, sanık Ramazan'ın da yine sopa ile mağdur M.. Y..'a vurduğu, maktulün aldığı darbenin etkisi ile yere yığıldığı ve daha sonra kaldırıldığı Tarsus Devlet Hastanesi'nde öldüğü olayda; maktul ve mağdurlardan kaynaklanan ve haksız tahrik teşkil edecek herhangi bir söz ve davranış bulunmadığı, maktulün eniştesi olan E.. Y..'ın sanıkların ikametlerinin yanındaki iki adet dükkanı satın almasının sanıklar yönünden tahrik nedeni olarak değerlendirilemeyeceği, kaldı ki satın aldığı dükkanı boyamaya gelen Ersin ve yanındaki mağdurlara ilk saldıranlarında da sanık tarafı olduğu gözetilmeden sanıklar hakkında tahrik nedeniyle cezadan indirim yapılarak eksik cezaya hükmedilmesi, B) Sanıklar Hasan ve Ramazan'ın yaralama suçları yönünden; Sanıklar "duruşmadaki hal ve tavırları" gerekçe gösterilerek haklarında TCK.nun 62 maddesi uyarınca cezalarından indirim yapılmış olması karşısında, aynı gerekçe ile sanıklar hakkında TCK.nun 51 ve CMK 231 maddelerinin uygulanmaması suretiyle çelişki yaratılması, C) Yargılama giderlerinin her bir sanık yönünden ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği düşünülmeyerek CMK.nun 326/2 maddesine aykırı davranılması, Yasaya aykırı olup, sanıklar müdafii, katılanlar vekili ile Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), ceza miktarına ve tutuklulukta geçen süreye göre sanık Ali'nin tahliye isteminin reddine 05.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.