Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4103 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 4922 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 1 - 2011/125123MAHKEMESİ : Denizli 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 14/09/2010, 2009/360 (E) ve 2010/267 (K)SUÇ : Kasten öldürme, konut dokunulmazlığını ihlal etme TÜRK MİLLETİ ADINA 1) Sanığın "konut dokunulmazlığını ihlal etme" suçu yönünden, daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkum olmayan sanık hakkında CMK.nun 231.maddesinin uygulanmasıyla ilgili olarak, sübjektif şartın oluşmadığına yönelik Mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin takdiri, anılan hükmün uygulanmaması için yeterli bir gerekçe olarak görülmüş, hükmün uygulanmama gerekçelerinden bir diğeri olarak da sanığın adli sicil kaydında sabıkası olmadığı halde, sehven sabıkası olduğundan bahsedilmiş olması sonuca etkili görülmeyerek tebliğnamenin aksi görüşle bozma öneren düşüncesi benimsenmemiştir. 2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın "kasten öldürme" ve "konut dokunulmazlığını ihlal etme" suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde "kasten öldürme" suçunun niteliği tayin, cezayı azaltıcı haksız tahrik nedeninin varlığı, takdiri indirim nedeninin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin, sanığın ceza ehliyetinin bulunmadığına, kasten öldürme suçunun niteliğine, konut dokunulmazlığını ihlal etme suçu yönünden sübuta, tahrikin derecesine; müdahiller vekilinin haksız tahrik hükmünün uygulanmaması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Dosya kapsamına göre, olaydan beş ay önce tanık Özlem ile evlenen sanığın eşi ile arasında çekişmeler yaşandığı, Özlem'in bir süre sonra ceza ehliyeti tam olan ancak psikolojik sorunlar yaşayan eşinin baskılarına dayanamayarak maktul babasının evine gittiği, ardından boşanma davası açtığı, sanığın ise eşini boşanmadan vazgeçirmek için girişimlerde bulunduğu, olay günü tekrar bu konuları konuşmak amacıyla yolda gördüğü eşini takip ettiği, ancak eşinin polisi araması üzerine bu amacına ulaşamadığı, akabinde maktul kayınpederi ile görüşmeye karar verdiği, gündüz vakti cebir veya tehdit yoluna başvurmaksızın, herhangi bir engelleme ile karşılaşmadan rızası dışında konutuna girerek maktulle tartışmaya başladığı, tartışma sırasında maktulün sanığa hakaret ettiği, bunun üzerine sanığın evde bulunan bir odun parçasını eline geçirdiği, o sırada maktulün hamle yaparak sanığın elinden odunu aldığı, bunun üzerine de sanığın mutfaktan aldığı bıçakla maktulü öldürdüğü olayda, A) "Kasten öldürme" suçu yönünden; 12 ile 18 yıl aralığında hapis cezası öngören TCK.nun 29.maddesinin uygulanması sırasında, maktulden sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan söz ve davranışların ulaştığı boyut dikkate alınarak, alt ve üst sınırlar arasında, üst sınırdan bir ceza yerine, tahrikin düzeyinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde 16 yıl hapis cezasına hükmetmek suretiyle eksik ceza tayini, B) "Konut dokunulmazlığını ihlal etme" suçu yönünden; Sanığın maktulün konutuna cebir ve tehdit kullanarak girdiğine ilişkin delil bulunmayan olayda; TCK.nun 116/1.maddesinden hüküm kurulması yerine, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde aynı Kanunun 116/4.maddesi uyarınca hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini, C) Müdahil Özlem'in kendisini baro tarafından atanan vekille temsil ettirdiği gözetilmeden, lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii ile müdahiller vekilinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 22/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.