Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3982 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1682 - Esas Yıl 2014
Tebliğname No: 1 - 2013/133573MAHKEMESİ : Şırnak Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO: 12/02/2013, 2012/187 (E) ve 2013/32 (K)Suç : İştirak halinde kasten öldürmeTÜRK MİLLETİ ADINA 1- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu'nun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; kasten öldürme suçlarından yargılanan suça sürüklenen çocuk ile sanıklardan birisinin savunulmasının diğeri yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda aralarında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiğinden; aralarında yakın akrabalık ilişkisi bulunan suça sürüklenen çocuk Segvan ile sanıklar Teyfik, S.. E.., Mecit, Casım, Musa, Cengiz ve S.. O.. arasında menfaat çatışması bulunduğu anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk ile sanıkların savunmalarının ayrı ayrı müdafiiler yerine ortak müdafiiler tarafından yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 38/1. ve 5271 sayılı CMK.nun 152.maddelerine aykırı davranılması,2- Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde gerekçede tartışılmadan, yasal şartları oluşmadığı şeklinde soyut gerekçe ile sanıklar hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulmasına yer olmadığına karar verilerek CMK'nun 230. maddesine aykırı davranılması,3- Sanık Teyfık’in, 09.08.2012 tarihli duruşmada, Gülyazı Taburundaki Askeri Revirinde tedavi olduktan sonra maktulün doktora götürüldüğünü duyduğunu beyan ettiği anlaşılmakla, askeri tabura giriş ve çıkış saatleriyle ilgili belgelerin istenilerek, varsa tanıkların dinlenilmesi,4- Olayın tek görgü tanığı olan maktulün oğlu H.. Y..'un, beyanının alındığı 09.08.2012 günlü duruşmada çelişkinin giderilmesi amacıyla karakol ve Savcılık aşamalarında alınan ifadelerinin okunduğu halde dosya içerisinde tanığın karakol ifadesinin bulunmadığı, savcılık aşamasında "S. E. sopa ile sol elime ve belimin sağ tarafına 2-3 kere vurdu" şeklindeki anlatımı dikkate alındığında, Hasan hakkında adli rapor düzenlenip düzenlenmediği ve Uludere Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma sırasında 05.05.2012 günlü ayırma kararı ile 2012/223 soruşturma numarasına kaydedilen soruşturma evrakının akıbeti araştırılıp, soruşturma dosyası incelenerek, dava açılmış ise aralarındaki irtibat nedeniyle birleştirilmesi, birleştirilme olanağı bulunmadığı takdirde denetime olanak verecek şekilde dosya asıllarının veya onaylı örneklerinin dosyaya alınması, sonucuna göre suça sürüklenen çocuk ve sanıkların hukuki durumunun tayin edilmesi yerine, eksik soruşturma ile yazılı biçimde hüküm kurulması,Usule aykırı olup, sanıklar Mecit, Casım, S.. O.., Musa, Cengiz, S.. E.. ile suça sürüklenen çocuk Segvan ve sanıklar müdafiilerinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçelerindeki temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin sair yönleri incelenmeksizin CMUK.nun 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), hükmolunan ceza miktarları, tutuklulukta geçirdikleri süreler ve bozma nedeni dikkate alınarak, suça sürüklenen ve sanıklar müdafiilerinin tahliye taleplerinin reddine, 18/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.