Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3886 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 432 - Esas Yıl 2011
TEBLİĞNAME : 1-B/2010/282319MAHKEMESİ :KOZAN Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO :13/04/2010 -14/60 SUÇ :Çocuk yaştaki insanı kasten öldürmeye teşebbüs Çocuk yaştaki A.. K..'i kasten öldürmeye teşebbüsten sanık E.. A..'in yapılan yargılanması sonunda: hükümlülüğüne ilişkin (KOZAN) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 13/04/2010 gün ve 14/60 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: duruşmalı olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA 1-Sanığın suç tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunması, TCK.nun 31/2-3 ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35. maddesi birlikte değerlendirilmiş, tebliğnamedeki 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi uyarınca sosyal inceleme raporu alınmaması ve rapor alınmama gerekçesinin karar yerinde gösterilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma öneren düşünceye iştirak olunmamıştır. 2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun niteliği tayin, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmada suç vasfına, tahrikin varlığına, takdire vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Sanığın, mağdurun batın, kol ve sırt bölgesine altı bıçak darbesi vurduğu, batın sağ alt kadrandaki darbenin hayati tehlike yarattığı, ancak iç organ yaralanması yapmadığı, diğer yaraların da hayati tehlikeye neden olmadığı anlaşılmakla; meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alındığında, 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK.nun 35. maddesi uyarınca makul bir ceza verilmesi yerine 20 yıl hapis cezası tayin edilmek suretiyle fazla ceza verilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün farklı gerekçeyle tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süreye göre tahliye talebinin reddine, 15/06/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.