MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Kasten yaralama, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak, 6136 sayılı Kanuna muhalefetHÜKÜM : TCK.nun (86/1-3-e, 87/1-d-son, 62, 53), (86/2, 29, 62, 50/1-a, 52/2-4), (170/1-c, 62, 50/1-a, 52/2-4), (6136 sayılı Kanunun 13/1, TCK.nun 62, 52/2, 53), 63 maddeleri uyarınca; (4 yıl 2 ay hapis cezası), (10 ay hapis ve 500.TL adli para cezası), (500.00.TL adli para cezası), (3000.00.TL adli para cezası)TÜRK MİLLETİ ADINA 1) Sanık ... hakkında mağdur ...’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükümde;A) Mağdurdan sanığa yönelen ve laf atmaktan ibaret haksız eyleminin ulaştığı boyut gözetilerek, sanık hakkında haksız tahrik nedeniyle 1/4 ile 3/4 arasında ceza indirimi öngören 5237 sayılı TCK'nın 29. maddesi ile yapılan uygulama sırasında asgari düzeyde indirim yapılması yerine yazılı şekilde azami oranında indirim uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,B) TCK'nın 50/2. maddesinde yer alan "suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adli para cezasına çevrilemez" şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükümde 4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası öngören TCK'nın 86/2. maddesinin uygulanması ile tayin olunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,Aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...'ın mağdur...'a yönelik eylemi ile mağdur ...'a yönelik kasten yaralama, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde mağdur ...’a yönelik kasten yaralama, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarının niteliği tayin, takdire ve mağdur ...'a yönelik kasten yaralama suçundan tahrike ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya güre verilen hükümlerde eleştiri, düzeltme ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ...'ın sübuta yönelen temyiz itirazının reddiyle,A) Sanık hakkında mağdur ...'a yönelik kasten yaralama, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden yapılan incelemede;Sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi gereğince hak yoksunluğuna karar verilirken, 53/1-c maddesi uyarınca, “velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun, sanığın sadece kendi alt soyu bakımından koşullu salıverme tarihine kadar süreceğine, alt soyu olmayanlar yönünden ise cezanın infazına kadar devam edeceğine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde, alt soy ayırımı yapmadan belirtilen hakları kullanmaktan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi kanuna aykırı ise de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden CMUK’nun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak;Hüküm fıkrasının mahsus bölümünden TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili kısmın çıkartılarak, yerine “Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarıyla, üçüncü fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN hüküm ile sanık hakkında mağdur ...’ı kasten yaralama ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (ONANMASINA),B) Sanık hakkında mağdur...'a yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten kurulan beraat hükmü ile aynı mağdura yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden yapılan incelemede;a) Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanık ...'ın olay gecesi yanında bulunan arkadaşı... ile birlikte mağdur...'ın müdürlüğünü yapmış olduğu eğlence mekanına gittikleri, ... ile...'ın bir süre alkol aldıktan sonra mekandan ayrılmak için masadan kalktıkları, bu sırada daha önceden tanıdıkları ve kendileri gibi eğlenme amaçlı mekanda bulunan mağdur ...'ın alkolün etkisi ile... ve...’a laf attığı, buna sinirlenen ... ve...'ın yumruk vurmak suretiyle ...'ı basit şekilde darp ettikleri, olay çıktığını gören işyeri sorumlusu mağdur...'ın müdahalede bulunmak için arbedenin yaşandığı yere yöneldiği, bunu gören sanık ...'ın ise üzerinde bulunan ve ele geçirilemeyen tabancası ile yakın mesafeden mağdur...’ı hedef alıp bir kez ateş ettiği, açılan ateş nedeniyle batın sol alt kadrandan isabet alan mağdurun yere düşmesi üzerine bir kez de işyeri içerisinde havaya doğru ateş ettiği, daha sonra arkadaşı... ile birlikte olay yerinden ayrıldığı, mağdur...’ın ise ince bağırsak ve arter yaralanmalarına neden olan yaralanması nedeniyle hayati tehlike geçirdiği olayda;Kullanılan silahın niteliği, hedef alınan vücut bölgesi ve meydana gelen yaralanmaya göre, sanık ...'ın eylemi ile ortaya çıkan kastının mağdur...’ı öldürmeye yönelik olduğu ve bu nedenle kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulmasının yanı sıra ... Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2010 tarihli kararı ile sanık ...’ın mağdur...'a yönelik eyleminin, TCK'nın 81 ve 35. maddeleri uyarınca kasten öldürme suçuna teşebbüs niteliğinde olabileceğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek dosyanın ... Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, mahkemece sanığın kasten öldürme suçuna teşebbüsten beraatine, değişen suç niteliğine göre de kasten yaralama suçundan mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmakla, aynı eylem nedeniyle sanık hakkında hem mahkumiyet hem de beraat kararı verilerek hükmün karıştırılması,b) Kabul ve uygulamaya göre de; sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde TCK'nın 53. maddesi gereğince hak yoksunluğuna karar verilirken, 53/1-c maddesi uyarınca, “velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan’' yoksunluğun, sanığın sadece kendi alt soyu bakımından koşullu salıverme tarihine kadar süreceğine, alt soyu olmayanlar yönünden ise cezanın infazına kadar devam edeceğine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde, alt soy ayırımı yapmadan belirtilen hakları kullanmaktan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ...’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin CMUK'nun 326/son maddesi gözetilmek kaydıyla kısmen farklı gerekçe ile tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 19/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.