Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3507 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4766 - Esas Yıl 2010
Tebliğname No : 1 - 2010/166151MAHKEMESİ : Muş Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 09/12/2009, 2009/220 (E) ve 2009/271 (K)SUÇ : Kasten yaralama TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde, incelenip, sanık Ahmet'in suçunun sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş,incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin suçun sübutuna, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; Ancak; Komşu olan sanık ve mağdur arasında atık suyun yönünün değiştirilmesi nedeniyle çıkan tartışmada, mağdurun av tüfeği ile sanığın da kaleşnikof tüfekle birbirlerine ateş ettikleri,sanığın kaleşnikof tüfekle etkili mesafeden on el kadar ateş ederek mağduru sol omuzundan girip çıkan ve omuz ekleminde hayat fonksiyonlarını orta derecede etkileyen kemik kırığına neden olan bir mermi isabeti ile yaraladığı olayda. 1- Sanık tarafından olayda kullanılan silahın niteliği, atış sayısı, atış mesafesi, hedef alınan vücut bölgesi ve meydana gelen yaralanmanın niteliği dikkate alındığında, kastın öldürmeye yönelik olduğu ve sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerekliği gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması. 2-Olayda ilk atışın hangi taraftan yapıldığının tespit edilememesi nedeniyle sanık hakkında haksız tahrik uygulanması gerektiği kabul edildiğine göre, haksız tahrikin ulaştığı boyut dikkate alınarak, 1/4 den 3/4'e kadar ceza indirimi öngören TCK'nun 29. maddesi uyarınca, sanık hakkında haksız tahrik nedeniyle alt ve üst sınır arasında makul bir indirim yapılması yerine, yazılı şekilde 1/4 oranında indirim yapılarak fazla ceza tayini, 3- Cezası ertelenen ve 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılan sanık hakkında velayet,vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından getirilen kısıtlamanın, 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca kendi alt soyu üzerinde uygulanamayacağının gözetilmemesi. Bozmayı gerektirmiş o1up, sanık müdafiinin, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak CMUK.nun 326 maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak üzere (BOZULMASINA), 02/05/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.