1) Sanık S.. V.. hakkında hükmolunan cezaların miktarına göre müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK'nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. 2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık S.. V..'nın mağdur S.. B..'ı öldürmeye teşebbüs suçuyla maktul E.. B..'a yönelik eyleminin, sanık C.. M..'in silahla tehdit ve ve 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç nitelikleri tayin, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık S.. V.. hakkında mağdur S.. B..'a yönelik yaralamaya teşebbüs, mağdurlar H.. A.., Ü.. K.., M.. K..'a yönelik öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından elde edilen delillerin mahkumiyetine yeterli nitelik ve derecede olmadığı mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzelterek onama ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık S.. V.. ve müdafiinin eksik incelemeye, suç vasfına, haksız tahrike yönelen, sanık C.. M.. müdafiinin bir sebebe dayanmayan, Cumhuriyet savcısının sübuta, sair hususlara yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,A) Sanık C.. M.. hakkında 6136 sayılı Kanun'a aykırılık, sanık S.. V.. hakkında mağdur S.. B..'ı öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet, sanık S.. V.. hakkında öldürmeye ve yaralamaya teşebbüs ile 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin sanıklar C..ve S.. hakkında bu madde ile yaptığı uygulamalar ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi gereğince, 5271 sayılı CMK'nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince sanıklar için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin tahsiline hükmedilmesi yasaya aykırı ise de, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasında yer alan ve sanıklar C.. M.. ve S.. V.. hakkında 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin "Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK'nun 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine" şeklinde, yine hüküm fıkrasının 11 no'lu bendindeki "sanık S.. V..'ya soruşturma aşamasında baroca tayin edilen müdafii ücreti: 188.TL, sanık S.. V..'ya kovuşturma aşamasında baroca tayin edilen müdafii ücreti: 578.TL, sanık C.. M..'e soruşturma aşamasında baroca tayin edilen müdafii ücreti: 188.TL, sanık C.. M..'e kovuşturma aşamasında baroca tayin edilen müdafii ücreti: 578.TL" ibarelerinin çıkarılmasına ve "1.722,46.TL" ibaresinin "190,46.TL" olarak değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,B) Sanık S.. V.. hakkında maktul E.. B..'ı kasten öldürme suçundan kurulan hüküm ile sanık C.. M.. hakkında mağdurlar H.. A.., Ü.. K.., M.. K.. ve S.. B..'a yönelik silahla tehdit suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde ise;Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; olay gecesi sanıklar C.. ve S..'ın arkadaşları L.. ve E.. ile birlikte bir restorana gittikleri, tanık L..'ya tacizde bulunulduğunu düşünen sanık C..'in, mağdurlar H.B. Ü.., M..ve S..'ın yanına giderek bulundurma ruhsatlı tabancasını çıkardığı ve "hepinizi öldürürüm, kafanıza sıkarım" diyerek tehdit ettiği, çıkan arbede sırasında sanık C..'in belinden düşürdüğü tabancayı sanık S..'ın alması üzerine, mağdurlar H. B., Ü.. ve M..'ın dışarı çıkıp kaçtıkları, daha sonra ise mağdur S..'ın kaçmaya başladığı, sanık S..'ın kaçmakta olan mağdur S..'a doğru toplam beş kez ateş ettiği, bu sırada yoldan geçmekte olan ve olayla herhangi bir ilgisi bulunmayan maktul E..'ın kafasından aldığı mermi isabeti nedeniyle öldüğü anlaşılan olayda,a) Sanık S..'ın, başka şahısların da yaralanabileceğini veye ölebileceğini öngörmesine rağmen, mağdur S..'ın kaçtığı yöne çok sayıda ateş ederek maktul E..'ın ölümüne neden olduğu kabul edildiği halde, öldürme suçuyla ilgili olarak TCK'nun 21/2. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin karar yerinde denetime imkan verecek şekilde tartışılmaması,b) Sanık C..'in mağdurlar H. B., Ü.., M.. ve S..'a yönelik silahla tehdit suçunu kesintisiz bir biçimde ve hukuki anlamda tek fiille işlediği, hakkında TCK'nun 106/2-a, 43. maddeleri uyarınca hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,c) 24.11.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafileriyle Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 02/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.