Kasten öldürme suçundan hükümlü ...’ın, 765 sayılı TCK'nın 448, 51/1, 59, 81/1 maddeleri gereğince 16 yıl 6 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.1999 tarihli ve 1999/19 Esas, 1999/43 sayılı kararının infazı sırasında aynı Mahkemenin 13.09.2001 tarihli ve 2001/121 Müt. sayılı kararı ile tahliye edilmesini müteakip, deneme süresi içerisinde 14.11.2003 tarihinde yeniden kasıtlı bir suç işlemesi sebebiyle ... Asliye Ceza Mahkemesinin 21.06.2006 tarihli ve 2005/605 Esas, 2006/463 sayılı kararına müteakip yapılan ihbar üzerine, sanığın işlediği ikinci suçun ilk suç ile aynı nevi veya daha ağır olmadığından bahisle 4616 sayılı Kanun'un 1/4 maddesi gereğince hükümlünün şartla tahliyesinin geri alınması talebinin reddine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 17.05.2005 tarihli ve 2005/153 Müt. sayılı kararına yönelik 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca yapılan kanun yararına bozma talebinin Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 15.10.2012 tarihli ve 2012/4608 Esas, 2012/7559 sayılı ilamı ile reddine karar verildiği anlaşılmakla;Dosya kapsamına göre, infazda kazanılmış hak olmaz ilkesi gözönünde bulundurularak yapılan incelemede;Sanığın ilk işlediği kasten öldürme suçu ile ikinci işlediği hırsızlık suçunun 765 sayılı TCK'nın sistemine göre cürüm olduğu ve bu nedenle somut olayda sanığın işlediği her iki suçun aynı neviden olduğu gözetilmeden şartla tahliyesinin geri alınması talebinin reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gibi kesinleşen ve infaz edilen mahkumiyetle ilgili olarak uygulanma olanağı bulunmayan ertelemeye ilişkin 4616 sayılı Kanunun 1/4 maddesinin 3. bendi de uygulanmak sureti ile yazılı şekilde kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden,...Müdürlüğü'nün 16.04.2014 gün ve 94660652-105-24-5003-2012-7767/26787 sayılı yazılı istemlerine müsteniden anılan kararın 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2014 tarih 147449 sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası Dairemize gönderilmekle okundu; gereği konuşulup düşünüldü.TÜRK MİLLETİ ADINAI- OLAY:Kasten öldürme suçundan hükümlü ...'ın ... Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.1999 gün 1999/19-43 sayılı kararıyla aldığı 16 yıl 6 ay ağır hapiscezasının infazı sırasında 13.09.2001 tarihinde aynı mahkemenin koşullu salıverme kararıyla şartla tahliye edildiği, koşullu salıverildikten sonra işlediği hırsızlık suçundan dolayı 21.06.2006 tarihinde ... Asliye Ceza Mahkemesince TCK’nın 492/1, 81/2, 59, 71.maddeleri uyarınca 2 yıl 22 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı, ayrıca önceki mahkumiyeti sebebiyle koşullu salıverilme ile bihakkın tahliye tarihi arasında geçen sürede kasıtlı suç işlediği gerekçesiyle bu sürenin geri alınması yönünde karar kesinleştiğinde ilgili mahkemeye yazı yazılmasına karar verildiği, bu karar üzerine ... Ağır Ceza Mahkemesinin 17.05.2005 tarihli ve 2005/153 Müt. sayılı kararı ile şartla tahliyesinin geri alınması talebinin 4616 sayılı Yasanın 1/4 maddesine göre hükümlünün aynı nevi veya daha ağır bir suç işlemesi halinde infazının geri alınabileceği, sanığın ikinci hükümlülüğünün ilk cezasının aynı nevi veya daha ağır olmadığından talebin reddine ilişkin karara yönelik 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca yapılan kanun yararına bozma talebinin Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 15.10.2012 tarihli ve 2012/4608 Esas, 2012/7559 sayılı ilamı ile reddine karar verildiği, bu kararın bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yasa yararına bozma isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.II-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 15.10.2012 tarihli ve 2012/4608 Esas, 2012/7559 sayılı ilamı ile kanun yararına bozma talebinin reddine dair kararın bozulması isteminden ibarettir.III- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:5271 sayılı CMK’nın “Kanun Yararına Bozma” başlıklı 309. maddesinde; “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen... Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir"5271 sayılı CMK’nın “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi" başlıklı 308. maddesinde; “Yargıtay Ceza Dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re’sen veya istem üzerine, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz" hükümleri düzenlenmiştir.... Müdürlüğü'nün 16.04.2014 gün ve 94660652-105-24-5003-2012-7767/26787 sayılı yazılı isteminde, “infazda kazanılmış hak olmaz” ilkesi gözönünde bulundurularak, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 15.10.2012 tarihli ve 2012/4608 Esas, 2012/7559 sayılı kararına karşı 5271 sayılı CMK’nın 308.maddesi uyarınca Yargıtay Ceza Genel Kuruluna itiraz yoluna başvurulması istenilmiş olup, kanun yararına bozma istemi yoktur. ... Müdürlüğü'nün anılan yazısına istinaden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 29.04.2014 tarihli ve 2014/47449 sayılı yazısı ile 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma talebinde bulunmuştur. 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin açık hükmü karşısında...Bakanlığının talebi olmaksızın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bu madde uyarınca kanun yararına bozma isteminde bulunmaya yetkisi olmadığı gibi, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kararlar aleyhine kanun yararına bozma isteminde bulunulamaz. Her ne kadar ... Bakanlığı “infazda kazanılmış hak olmaz” ilkesi gözönünde bulundurularak Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 15.10.2012 tarihli ve 2012/4608 Esas, 2012/7559 sayılı kararına karşı 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Ceza Genel Kuruluna itiraz yasa yoluna başvurulmasını istemiş ise de, 5271 sayılı CMK’nın 308.maddesi uyarınca Yargıtay Ceza Dairesinden verilen kararlar aleyhine otuz gün içinde itiraz yasa yoluna başvurulabileceği, ancak sanık lehine yapılan itirazlarda süre aranmayacağı düzenlenmiş olup, infazda kazanılmış hak olmaması kuralının itiraz sürelerini etkiler nitelikte olmadığı da gözetilerek itiraz yoluna da gidilemeyeceği anlaşılmaktadır. İnfazda kazanılmış hak olmayacağından, mahallinde her zaman yeni bir karar alınabileceği hususu da gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.IV- SONUÇ VE KARAR:Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan 29.04.2014 tarihli talebin yasaya uygun ve geçerli bir kanun yararına bozma talebi olmadığı anlaşılmakla, "Kanun Yararına Bozma" isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.