Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3315 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 904 - Esas Yıl 2014
Tebliğname No: 1 - 2013/90366MAHKEMESİ : Muğla 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO: 21/01/2013, 2011/10 (E) ve 2013/20 (K)Suç : Kasten öldürmeTÜRK MİLLETİ ADINASanık Naif hakkında maktul Ferat'ı kasten öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilerek reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş, sanık ve müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ve duruşmalı incelemede haksız tahrikin varlığına, TCK'nun 62. maddesinin uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Dosyanın incelenmesinde; yargılamaya konu kasten öldürme suçu yönünden, sanığın, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde 20.10.2010- 29.11.2010 tarihleri arasında müşahade altına alındıktan sonra düzenlenen 29.11.2010 tarihli raporda, psikotik bozukluk ve psikoz tanısıyla üzerine atılı suç bakımından TCK’nun 32/1 maddesi kapsamında ceza sorumluluğunun bulunmadığının belirtildiği, Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi'nde düzenlenen 14.10.2011 gün ve 821 sayılı raporda ise, sanıkta ceza ehliyetini etkileyecek veya ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya akıl zayıflığı tespit edilmediğine, suç tarihinde, suçunu takip eden günlerde de herhangi bir akli arıza içinde olduğuna delalet edecek tıbbi bulgu ve belgeye rastlanılmadığına ve ceza ehliyetinin tam olduğuna ilişkin kanaat bildirildiği, Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulu'nun 19.09.2012 gün ve 3456 sayılı raporunda da, sanığın yapılan muayeneleri sonucunda cezai sorumluluğunu müessir ve kişide şuur ve hareket serbestisini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği saptanmadığı, adli dosya tetkikinde sanığın mezkur suçlan işlediği sırada fiillerinin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme ve bu fiillerle ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıracak boyutta bir akli arızanın içinde olduğuna delalet edecek herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı ve cezai sorumluluğunun tam olduğunun belirtildiği anlaşıldığından; raporlar arasındaki çelişkinin giderilebilmesi amacıyla, dava dosyası ve tüm tedavi evrakı ile birlikte sanığın, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'na sevk edilerek, Adli Tıp Genel Kurulu'nda muayenesi yapıldıktan sonra suçu işlediği sırada ve şimdiki hali itibariyle akli durumu ve ceza ehliyeti ile ilgili olarak TCK'nun 32/1-2. maddesi kapsamında rapor aldırılması, sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde eksik inceleme sonucu hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş olup, sanık Naif ve müdafiileri ile katılan Fırat vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, resen de temyize tabi bulunan hükmün CMUK’nun 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süre gözönüne alınarak sanık ve müdafiinin tahliye isteminin reddine, 02.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.