Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3215 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 851 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Kasten öldürme, suç delillerini gizlemeHÜKÜM : 1-Sanık...: beraat2-Sanık ...: TCK.nun 81/1, 29, 62, 53 maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası.TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...'in maktul ...'yı kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ve bozma nedeni saklı kalmak kaydıyla tahrike ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık ... hakkında suç delillerini gizlemek suçundan elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, katılanlar vekilinin delillerin hatalı değerlendirildiğine, haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, sanık ... yönünden suç niteliğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle,A-Sanık... hakkında suç delillerini gizlemek suçundan kurulan beraat hükmünün tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA),B-Sanık ... hakkında kurulan hüküm yönünden;1-Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık ile maktulün aynı köyde ikamet edip arkadaş oldukları, olay günü diğer sanık... ve tanıklar ...ve ... ile birlikte pikniğe gitmeye karar verdikleri, maktulün bankada işi olduğunu söyleyerek daha sonra geleceğini söyleyip sanıkların yanından ayrıldığı, sanık ve arkadaşlarının sanığa ait araçla köyden ayrıldıktan sonra maktulün, sanığın boşandığı ancak halen birlikte yaşamaya devam ettiği müşterek çocuklarının annesi tanık ...'ın evde yalnız bulunduğunu bilerek sanığın evine gidip tanık ...'a cinsel amaçlı saldırıda bulunduğu ardından telefonla arayarak tacize devam ettiği, tanık ...'ın bu durumu sanık ...'e telefonla söylemesi üzerine sanığın köye geri gelip maktulü alarak olay yerine götürdüğü, birlikte alkol aldıkları sırada maktulün hovardalık yaptığına dair söylemleri üzerine sanığın masada bulunan bıçağı alıp maktulün sağ uyluk üst bölgesine bir kez vurarak maktulü yaraladığı, kaçmaya çalışan maktulü kovalamak istediği ancak yanında bulunanlar tarafından engellendiği, olay yerinden kaçan maktulün kaldırıldığı hastanede tedavi görürken büyük damar kesilmesinden gelişen dış kanama ve doku içi kanamaya bağlı olarak hayatını kaybettiği olayda;Maktulden kaynaklanan haksız tahrik oluşturan ve tevali eden söz ve davranışların ulaştığı boyut dikkate alındığında, 12 ila 18 yıl arasında ceza öngören 5237 sayılı TCK.nun 29. maddesinin uygulanması sırasında, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza yerine 18 yıl hapse hükmedilerek sanığa fazla ceza tayini,2-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi gereğince, 5271 sayılı CMK.nun 150, 234 ve 239 maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. Maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince sanık ... için soruşturma aşamasında baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin sanık ...'den alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı biçimde zorunlu müdafii ücretinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, resen de temyize tabi bulunan hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), 21/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.