Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3144 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5613 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 1/B - 2013/47103MAHKEMESİ : Sakarya 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ ve NO : 18/12/2012, 2012/277 (E) ve 2012/291 (K)Suç : Kasten yaralamaTÜRK MİLLETİ ADINAToplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Seyfullah'ın mağdurlar Tansu, Ebru ve Saadet'e yönelik eylemlerinin sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ve müdafiinin haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, katılanlar Tansu ve Ebru vekilinin eksik incelemeye yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Oluşa, dosya kapsamına ve sanığın müdafii hazır bulunmaksızın alınan ancak 30.10.2012 tarihli celsede sanık tarafından doğrulanan 16.03.2012 tarihli kolluk beyanına göre, olay tarihinden bir süre önce mağdur Tansu ile sanık Seyfullah'ın aynı evde birlikte yaşamaya başladıkları, sanığın çalışmak için İstanbul İline gittiği ancak mağdur Tansu'nun sanığın anne ve babası ile birlikte yaşadığı evde kalmaya devam ettiği, bir süre sonra evi terk eden Tansu'nun annesi Saadet ve kardeşi Ebru'nun birlikte kaldıkları eve yerleştiği, bu durumdan haberdar olan sanığın ise Tansu'yu cep telefonundan arayarak "bana yanlış yaparsan gelirsem orayı dağıtırım, senin de canını yakarım" dediği, başka bir telefon görüşmesinde ise olayın burada bitmediğini, gelip orayı yakacağını ve ondan şerefini kurtaracağını söylediği, bunun üzerine Tansu'nun da "gel de görelim" diyerek karşılık verdiği, aralarındaki bu konuşmadan sonra olay günü mağdurları bıçaklamaya karar veren sanığın aynı gün otobüsle İstanbul İlinden Sakarya İline geldiği ve evine giderek mutfaktan almış olduğu bıçağı da yanına alıp mağdurların bulunduğu ikamete gittiği, elinde bulunan bıçakla ilk olarak karşısında gördüğü mağdur Ebru'nun batın bölgesine midede yaralanmaya neden olacak şekilde bir kere vurduğu, Ebru'nun yardım istemek için evden çıktığı, daha sonra odada bulunan mağdur Tansu'ya yöneldiği ve onu da batın bölgesinden karaciğerde 3-4 cm'lik kesiye neden olacan şekilde tek darbe ile yaraladığı, almış olduğu darbenin etkisi ile mağdurun koltuğun üzerine düştüğü, bu sırada mağdur Saadet'in müdahale etmek için araya girdiği ancak sanığın aynı bıçakla Saadet'i de batın ve kol bölgelerinden iki darbe ile yaraladığı, mağdurların batına nafiz yaralanmaları nedeniyle hayati tehlike geçirdikleri, sanığın ise mağdur Saadet'e yönelik eylemi sırada bıçağın kırılması üzerine eylemini tamamlayamadan olay yerinden ayrıldığı olayda; eylem öncesi davranışları, kararlı bir biçimde olay yerine gitmesi, suçta kullanılan aletin niteliği, hedef alınan vücut bölgeleri, darbelerin şiddeti ve meydana gelen yaralanmalara göre sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının her üç mağdura karşı da öldürmeye yönelik olduğu ve bu nedenle mağdur Saadet'e yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 81, 35; suç tarihinde 18 yaşından küçük olan ve TCK'nın 6/1-b maddesi kapsamında çocuk oldukları anlaşılan mağdurlar Tansu ve Ebru'ya yönelik eylemleri nedeniyle de aynı kanunun 82/1-e, 35 maddeleri uyarınca kasten öldürme suçlarına teşebbüsten cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suçların nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçlarından hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ve müdafii ile katılanlar Tansu ve Ebru vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), sanık hakkında mağdur Saadet’e yönelik eylemi nedeniyle CMUK'nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.