TEBLİĞNAME : 1-B/2009/140006MAHKEMESİ :(MERSİN) Birinci Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO :26/01/2009 - 334/12SUÇ :Adam öldürme M.. D..'i canavarca bir his sevkiyle öldürmekten sanıklar A.. O.., M.. K.. ile K.. Ö..'nin yapılan yargılanmaları sonunda: Hükümlülüklerine ilişkin (MERSİN) Birinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 26/01/2009 gün ve 334/12 sayılı hüküm re'sen temyize tabi olmakla beraber Yargıtay’ca incelenmesi sanıklar müdafii tarafından da istenilmiş, sanıklar Ahmet ile Muzaffer müdafii duruşma da talep etmiş olduklarından dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; sanıklar Ahmet ile Muzaffer hakkında duruşmalı, sanık Kadir'in temyizi hakkında da duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Ahmet müdafiinin sübuta, eksik incelemeye, TCK.nun 39. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiğine, sanık Muzaffer müdafiinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesinde sübuta, sanık Kadir müdafiinin subuta yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; a)Sanıklar Muzaffer ve Kadir'in hazırlıkta alınan ifadelerinde, maktül Mustafa'ya Yasemin'i bırakacaksın aradan çekileceksin dedikleri, maktülün de “ben bu kızdan vazgeçmem öldürürseniz öldürün” demesi üzerine, sanık Muzafferin ustura ile maktülün boğazına vurarak yaraladığı, yaralanan maktülün Muzaffer “sen bittin ya beni öldür ya da ben seni öldüreceğim” diye bağırarak kaçmaya başladığı, sanıkların, arkasından koşarak tekrar maktülü yakaladıkları, maktüle kendilerinin ismini vermemesi ve bu olaydan kimseye bahsetmemesi ya da olayın kaza olduğunu söylemesi halinde kendisini hastaneye götüreceklerini söyledikleri, maktülün de, “ne olursa olsun sizi şikayet edeceğim” dediği, sanık Ahmet'in de bunu öldürün yoksa bizi şikayet eder demesi üzerine, maktülü bıçaklayarak öldürdürdükleri anlaşılmakla; otopsi raporuna göre maktülün boyun kesisi sonucu solunum ve dolaşım yetmezliğine bağlı olarak ölmesi, çene ve ensede bulunan 5-6 adet bıçak yaralarının yüzeysel kesi niteliğinde olması ve suçun işleniş şekli de dikkate alındığında, canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme kastıyla değil, sanıkların, bıçakla maktülü yaraladıktan sonra, kendilerini şikayet edeceği korkusuna kapılarak işledikleri bu suçu gizlemek ve delillerini ortadan kaldırmak amacıyla maktülü öldürdükleri anlaşılmakla, sanıkların TCK.nun 37/1. maddesi delaletiyle 82/1-h maddesi uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek, TCK.nun 82/1-b madddesinden hüküm kurulması, b)Sanık Ahmet’in savunmalarında, maktülün çalışmak amacıyla Kahramanmaraş'a gittiği dönemde, tanık Yasemin'in maktüle kızarak telefon numarasını değiştirmesi ve maktülün Yasemin'e ulaşamaması üzerine, maktulün, Yasemin'in kardeşi olan sanık Ahmet'in cep telefonunu arayarak küfür ve hakaret ettiği, “bacını al doktora götür, o zaman ne mal olduğunu öğrenirsin” diyerek mesajlar gönderdiği ileri sürüldüğüne göre, bu konuda sanık Ahmet lehine tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin düşünülmemesi, Yasaya aykırı olup, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin BOZULMASINA, 28.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.