Tebliğname No : 1 - 2010/267601MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 13/01/2010, 2009/139 (E) ve 2010/3 (K)SUÇ : Kasten yaralama, olası kastla yaralama, tehdit TÜRK MİLLETİ ADINA 1) Sanık Ali Hikmet'in mağdurlar Ahmet ve Erkut'u kasten yaralama suçlarından verilen adli para cezasına ilişkin mahkumiyet kararları kesin nitelikte olup temyizi mümkün olmadığından ve vasfa yönelik aleyhe temyiz de bulunmadığından, sanık müdafiinin temyiz talebinin bu yönden, CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. 2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Ali Hikmet'in mağdur Fırat'a yönelik eylemlerinin sübutu kabul, takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçeler ile reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin sübuta, meşru müdafaaya vesaireye yönelen, katılan vekilinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Oluşa ve dosya içeriğine göre; mağdur Fırat'ın, sanık Ali Hikmet ile Erkut arasındaki kavgayı aralamak istediği sırada sanığın, mağdur Fırat'a bıçakla vurmak istediği, mağdurun geri çekilmesiyle bıçak darbesinin Ahmet'i kolundan yaraladığı, sanığın bıçağı tekrar savurup mağduru karın bölgesinden, mide lezyonuna ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaraladığı, sanığın bıçağı bir kez daha mağdura vurmak için hamle yaptığı sırada tanık Ali Emre'nin sanığın elini tutup itmek suretiyle eylemine devam etmesine engel olduğu, daha sonra mağdurun hastaneye götürüldüğü sırada, sanığın ona senin yüzünü unutmayacağım, bu iş burada bitmez, ölmediğine sevinme şeklinde bağırdığı olayda; Sanığın, söze ve eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve eylemin bir bütün halinde öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturması karşısında, öldürmeye teşebbüsten cezalandırılmasına karar verilmesi yerine, suç vasfında hataya düşülerek bıçakla kasten yaralama ve tehdit suçlarından hüküm kurulması, Yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiğinden, katılan vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmekle, hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 10/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.