Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1403 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Kasten öldürmeye teşebbüs ve bu suça yardım, kasten yaralama, tehdit, kişilerin huzur ve sükunu bozma. HÜKÜM : Sanık ... hakkında; TCK.nun 81/1, 35/2, 39/2-a, 29, 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası. Sanıklar ... ve ... hakkında; TCK.nun 81/1, 35/2, 29, 62. maddeleri uyarınca 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası. Sanık ... hakkında; 1- Katılan ...'e karşı tehdit suçundan, TCK.nun 106/1-2.cümle, 43/1, 62, 52/2-4. maddeleri uyarınca 600.TL adli para cezası, CMK.nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,2- Katılan ...'e karşı yaralama suçundan beraat, 3- Katılan ...'e karşı kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan beraat. Sanıklar ... ve ... hakkında; Katılan ...'e karşı yaralama suçundan TCK.nun 73/4, CMK.nun 223/8 maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesine.TÜRK MİLLETİ ADINA 1) Sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik tehdit suçuyla ilgili olarak; CMK'nun 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar, aynı Kanunun 231/12. maddesi gereğince itiraz yoluna tabi olup, temyiz kabiliyeti bulunmadığından, itiraz merciince incelenmesi mümkün görülmüş,2) Sanıklar ... ve ... hakkında şikayeti ve katılma talebi bulunmayan mağdur ... vekilinin, bu sanıklar hakkında kurulan düşme hükümlerine yönelik temyiz isteminin CMUK'nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiş,3) Katılan ...'in aldığı üç bıçak darbesinin de ayrı ayrı hayati tehlike oluşturduğu anlaşılan olayda, sanıklar ve İbrahim hakkında kasten öldürme suçuna teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK'nun 35. maddesi uyarınca yapılan uygulama sırasında, zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte değerlendirilerek üst sınıra yakın cezalar tayini yerine sadece hiç isabet olmayan hallerde verilebilecek şekilde alt sınırdan cezalar belirlenmesi ise aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.4) Sanıklar ..., ... hakkında katılan ...'e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs ile sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik huzur ve sükunu bozma, katılan ...'e yönelik kasten yaralama suçlarından kurulan hükümler ile sınırlı olarak yapılan incelemede;Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar ..., ... ve ...'ün katılan ...'ı kasten öldürmeye teşebbüs suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, takdire ve tahrike ilişen cezaları azaltıcı indirim sebeplerinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları değerlendirilip inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik huzur ve sükunu bozma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri, bozma ve düzeltme nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan sanıklar ..., ve sanık ... müdafiinin ... yönünden sübuta, ...'in öldürme kastı bulunmadığına,...r'in ...'e yönelik eyleminde eksik incelemeye yönelen,'a yönelik eylemde ise bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle, A) 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri dikkate alındığında, mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulamalar yasaya aykırı ise de, CMUK'nun 322. maddesi gereğince bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkralarında yer alan 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin “Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine” şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN sanıklar ... ve ... hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik huzur ve sükunu bozma suçundan kurulan beraat hükmünün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,B) Sanık ... hakkında katılan ...'i öldürmeye teşebbüse yardım suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik kasten yaralama suçundan kurulan yasal savunma nedeniyle beraat hükmüyle ilgili temyiz incelemesinde ise;Aralarında ailevi sorunlar bulunan tarafların olay günü biraraya geldiğinde, ilk olarak sanık ...'in ....'in kafasına bir cisimle vurduğu,...r'in de bu tahrik altında ...'i basit tıbbi müdahale ile giderilebilir biçimde yaraladığı, daha sonra ...'in oğulları olan ...'in de gelerek kavgaya babalarının yanında dahil oldukları, babalarının kendilerine hitaben “vurun öldürün, sorumlusu benim” şeklinde bağırdığı,...r'in tamamı batına nafiz ve ayrı ayrı hayati tehlike doğuracak biçimde 3 adet bıçak darbesiyle yaralandığı anlaşılan olayda,a) Sanık ... ile ilgili olarak;aa) Kavgayı başlatan ve katılan ...'in kafasına bir cisimle vuran sanık ...'in, oğullarının da gelmesi üzerine onlardan katılanı öldürmelerini isterken kendisinin de bizzat mücadelenin içinde olduğu, fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurduğu, böylece TCK'nun 37/1. maddesi kapsamında fail olarak sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeden, oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen soyut gerekçelerle aynı Kanunun 39/2-a maddesi uyarınca suç işlemeye teşvik eden olarak hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,ab) TCK'nun 35. maddesinin uygulanması sırasında üst sınıra yakın bir ceza tayini yerine sadece hiç isabet olmayan hallerde uygulanabilecek şekilde alt sınırdan 9 yıl hapis cezası belirlenmesi,ac) 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri dikkate alındığında, hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,b) Sanık ... ile ilgili olarak;Sanığın eyleminde yasal savunmanın unsurlarının oluşmadığı ve haksız tahrik altında kasten yaralama suçundan TCK'nun 86/2, 29. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı ile katılan sanık ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 12/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.