Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2879 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5269 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 1 - 2012/108198MAHKEMESİ : Kastamonu Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 23/02/2012, 2012/4 (E) ve 2012/27 (K)SUÇ : Kasten öldürme TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Melek'in kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yasal savunmaya, kasıt bulunmadığına, katılan vekilinin kararın yasaya aykırı olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle; 1- Sanığın savunmasında belirttiği, eşi hakkında yaptığı şikayetlerle ilgili dosyalarla, açtığı boşanma dava dosyalarının getirtilmesi, yine savunmasında belirttiği maktul tarafından eşi ile ilişki kurması sağlanmak istenen bayan da dahil olmak üzere tanıkların dinlenmesi, dava dosyalarında ve dinlenecek tanıkların beyanlarında maktulün sanığa yönelik başkaca haksız hareketleri bulunup bulunmadığı araştırılarak, haksız tahrikin derecesinin bunlara göre belirlenmesi, haksız tahrike ilişkin olarak, dosya kapsamında mevcut delillerden başka delil elde edilemediği takdirde ise maktulün sanığa yönelik süregelen hakaret ve baskıları ile maktulün sanığın eşini başka kadınla yakıştırması, olay sırasında da hakaret edip saldırarak darp etmeye kalkışması dikkate alınarak; 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası gerektiren TCK.nun 29. maddesi uyarınca, sanık hakkında alt ve üst sınırlar arasında makul oranda bir ceza verilmesi gerektiği düşünülmeyerek, sanığa alt sınırdan ceza verilmek suretiyle eksik ceza tayini, 2- Sanık hakkında hapis cezasının kanuni sonucu olarak "belirli haklardan yoksun bırakılma" hükmünün uygulanması sırasında, TCK.nun 53/1-c maddesi uyarınca, "velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun, sanığın sadece kendi alt soyu bakımından koşullu salıverme tarihine kadar süreceğine, alt soyu olmayanlar yönünden ise cezanın infazına kadar devam edeceğine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, alt soy ayırımı yapmadan belirtilen hakları kullanmaktan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 04/04/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.