MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Kasten öldürmeHÜKÜM : TCK'nun 81/1, 29/1, 62/1. maddeleri gereğince 17 yıl hapis cezası.1- Katılanların duruşmalı inceleme isteme yetkisi bulunmadığından, katılan ... vekilinin bu husustaki isteminin CMUK’nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...'nın maktul ...'e yönelik eyleminin sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin haksız tahrikten üst sınırdan indirim uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Sanık ... ile maktul ...'in 2006 yılında evlendikleri ve bu evlilikten müşterek bir çocuklarının bulunduğu, 2012 yılında anlaşmalı olarak boşanan tarafların bir süre daha birlikte yaşamaya devam ettikleri, 2013 yılının başlarından itibaren de sanığın evden ayrıldığı, gerek boşanmalarından önce gerekse de sonrasında adli makamlara yansıyan uyuşmazlıklarının bulunduğu, Bartın Cumhuriyet Başsavcılığının 05/04/2013 tarih 2013/648-420 esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında maktul ...'e karşı ''kızımızı da öldüreceğim, seni de öldüreceğim, sana Kozcağız'ı dar edeceğim, sen orospunun tekisin, namussuzsun'' şeklindeki sözlerinden dolayı kamu davası açıldığı, yargılamada dinlenen tanıklardan Selma Aytaç'ın 2013 yılı Şubat ayı içerisinde sanığın kendisinden aracılık yapmasını istediği, maktulü kastederek on gün mühleti olduğunu, barışmazsa önce gözü önünde çocuğunu daha sonrasında da maktulü öldüreceği yönünde beyanda bulunduğu, olay tarihinde sanığın tanık olarak dinlenen ...'ın yanına gittiği ve ...'a hitaben "bugün moralim bozuk, bugün bir cinayet işleyeceğim" şeklinde beyanlarda bulunduğu, yine sanığın olay tarihinden iki-üç ay önce tanık olarak dinlenen ... ile yapmış olduğu bir konuşma sırasında "Canan'ı da vuracağım, annesini de vuracağım" şeklinde beyanlarda bulunduğu, olaydan bir hafta önce, kızı olan Nisa'ya annesini öldüreceğini söylediği, kendisiyle karşılaştığı zamanlarda maktuleye hitaben Kozcağız'da yaşadığını bu kadar yaşayacağını yaşa şeklinde tehdit içerikli sözler sarf ettiğinin tanık ... tarafından doğrulandığı, olay günü dosya kapsamında yer alan kamera kaydıyla da sabit olduğu üzere saat: 14.03.00'da aracını park ettikten sonra av tüfeğini alarak Kozcağız Merkez'de bulunan Öz Gıda Unlu Mamülleri isimli işyerinin yakınlarında bulunan maktule ...'ın üzerine doğru yürüdüğü, maktule ...'ın bahse konu işyeri içerisine kızı ile beraber kaçmaya başladığı, sanığın arkasından koşarak işyeri içerisinde, yakın mesafeden maktulenin sırt kısmına doğru 10 el ateş ettiği, saat: 14.03.52'de ise olay yerinden aracıyla kaçarak uzaklaştığı, maktulün ise ateşli silah yaralanması neticesinde hayatını kaybettiği anlaşılan olayda;1- Sanık ...'nın, öldürme kararı verip, tasarlamayı kabule elverişli makul süre içinde verdiği bu kararda sebat ve ısrar ederek ve kararından dönmeyerek maktulü öldürdüğü, tasarlamanın şartlarının bulunduğu ve eyleminin "5237 sayılı TCK'nun 82/1-a. maddesi'' gereğince tasarlayarak adam öldürme suçunu oluşturduğu gözetilmeden; yazılı şekilde kasten adam öldürme suçundan hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,2- Maktulden sanığa yönelen, haksız tahrik oluşturan söz ve davranış bulunmadığı halde, oluşa uygun düşmeyen, daha az ceza almaya yönelik savunmaya itibar edilerek TCK'nun 29. maddesinin uygulanması, 3- Katılan ... davada kendisini bir vekille temsil ettirdiği halde katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,4- 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş olup, katılan ... ve ... vekilleri ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 31/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.