Tebliğname No : 1 - 2012/55126MAHKEMESİ : Karabük Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 25/10/2011, 2011/79 (E) ve 2011/125 (K)SUÇ : Kasten öldürme TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Arif'in maktul Davut'a yönelik eyleminin sübutu kabul edilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin temyiz dilekçesi ve duruşmalı incelemedeki sair temyiz itirazları ile katılan Semiha vekilinin eksik kovuşturmaya, tahrike vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; Ancak; Oluşa ve dosya kapsamına göre; maktul Bahadır ile arkadaşı olan ve hakkındaki hüküm kesinleşen maktul Özgür'ün önceden kiraladıkları araca sahte olarak düzenlenmiş Almanya devletine ait plakaları takmak suretiyle, sanığın oturduğu köye geldikleri, sanık ve tanıklara kendilerini Almanya devletinde yaşayan doktorlar olarak tanıtıp organik bal almak istediklerini söyledikleri, olumsuz cevap alınca da bu kez adak kurbanı için hayvan almak istediklerini söyleyerek sanığa fazla bir ekonomik değeri olmayan Peru devletine ait 1000 birim parayı, 1000 Euro diye vererek 900 TL para üzerini sanıktan aldıkları, sanığın kardeşi ve aynı zamanda muhtar olan tanık Hüseyin'in olay yerine geldiği,maktullerin dolandırıcı olabileceklerinden şüphelenerek, alışverişi bozduğu, karşılıklı olarak paraların iade edilmesini sağlayıp, olayı Jandarmaya bildirmek istemesi üzerine, maktullerin olay yerinden uzaklaşmak için sanık ve tanık Hüseyin'e göz yaşartıcı gaz (sprey) sıkarak araçla kaçtıkları, yaklaşık yarım saat sonra muhtar olan tanık Hüseyin'in diğer mahallede oturan köy imamı tanık H.. F..'a, daha önceden söz verdiği şekilde, ikametgah belgesi ve birtakım belgeleri düzenleyip vermek için kendisine ait araçla, yanına kardeşi olan sanığı da alarak yola çıktıkları, mahalleye yaklaşık 1 km mesafede, maktullerin aracının, rampa olan karlı ve buzlu yolda kalmış olduğunu, maktullerin araca zincir takmaya çalıştığını gördükleri, maktullerin aracının yolu kapatması nedeniyle geçemeyen sanık ve tanık Hüseyin'in araçtan indikleri sırada, maktul Özgür'ün, sanık ve tanık Hüseyin'e doğru 7,65 mm çaplı tabanca ile iki kez ateş ettiği, sanık ve tanığın isabet almadığı ancak tanık Hüseyin'in aracının kaputunun ön kısmına ateşli silah mermi çekirdeklerinin isabet ettiği, sanığın kış mevsimi olması nedeniyle güvenlik açısından yanında bulundurduğu ve zaman zaman da tavşan avlamakta kullandığı av tüfeğini çekerek önce havaya daha sonra da tabanca ile ateş etmeye çalışan maktul Özgür'e bir el ateş etmek suretiyle öldürdüğü, bu sırada diğer maktul Davut'un sanık ve tanığa hakaret ve tehdit ederek kendi araçlarına doğru uzandığı, sanığın az önce kendisine tabanca ile ateş edilmesi nedeniyle, maktul Davut'un da araçtan silah alıp ateş edeceği düşüncesiyle ve tamamen kendini ve yanındaki kardeşi olan tanığı korumak amacıyla, maktul Davut'un vücudunun aşağı kısmına doğru bir el ateş etmesi üzerine, maktulün kasık bölgesinden aldığı isabet nedeniyle yaralanıp, daha sonra hastanede öldüğü olayda; her ne kadar maktul Davut'un elinde silah görmemiş ise de, onun arabaya doğru koşup uzanmasının, araçtan silah alarak diğer maktul gibi kendilerine ateş edebileceğini düşünerek, olay yeri de gözönüne alındığında meşru savunma sınırının aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaş nedeniyle ona ateş ettiği ve bu şekilde meşru müdafaada sınırı aştığı anlaşılmakla; sanık hakkında TCK.nun 27/2. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği halde, delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu, yazılı şekilde sanığın eyleminin, tahrik altında kasten insan öldürme olarak kabulü sanığın, TCK.nun 81, 29, 62. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi, 2-Kabule göre de; Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan Semiha lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilme gerektiğinin düşünülmemesi, Yasaya aykırı olup, katılan Semiha vekilinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), bozma gerekçesine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal salıverilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 02/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.