TEBLİĞNAME : 1-B/2010/336062MAHKEMESİ : (BAKIRKÖY) Yedinci Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 24.03.2010 - 385/46SUÇ : Kasten öldürme A.. B..'u kasten öldürmekten sanık İ.. S.., işbu öldürme suçuna yardımdan sanık M.. S..'ın yapılan yargılanmaları sonunda: Hükümlülüklerine, sanık M.Ş.'in izinsiz silah taşımaktan beraatine ilişkin (BAKIRKÖY) Yedinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 24.03.2010 gün ve 385/46 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi C.Savcısı ile sanıklar müdafii taraflarından istenilmiş, sanık İdris müdafii duruşma da talep etmiş ve hüküm kısmen resen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: sanık İdris hakkında duruşmalı, sanık M. Ş. ve C.Savcısının temyizleri üzerine incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA 1- Sanık M. Ş. hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan verilen beraat kararını temyizde hukuki yararı bulunmadığından, sanık müdafiinin bu karara karşı gerekçesine yönelik olmayan temyiz isteminin CMUK'nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. 2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık M.Ş.in suçunun sübutu kabul, bozma nedeni saklı kalmak kaydıyla oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık M. Ş müdafiinin sübuta yönelen, Cumhuriyet Savcısının tasarlamanın karar yerinde tartışılmadığına ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; A) Oluşa ve dosya içeriğine göre; görevli mobil polis ekibinin, 28.06.2006 günü saat 00.20 de Fatih mahallesinde yol üzerinde bir yaralı bulunduğu ihbarını alarak olay yerine geldikleri, yaralının 112 acil ambulansı ile hastaneye kaldırıldığını öğrendikleri, geldikleri hastanede yaralının üzerinden çıkan kimlik bilgilerinden Batman ili nüfusuna kayıtlı A.. B.. olduğunu tespit ettikleri, 28.06.2006 tarihinde saat 02.30 da tuttukları tutanakta, “yaralı Abdurrahman ile yapılan görüşmede kendisini Ş. S. isimli şahsın bıçakladığını söyledikten sonra konuşmayı tamamen kesmiş, Ş. S. isimli kişi Batmanlı mı, Fatih mahallesinde mi oturuyor denildiğinde, başıyla onay vermiş” olduğunun belirtildiği, bu bilgiye göre hareket eden polis ekibince, Fatih mahallesinde oturan Batman ili nüfusuna kayıtlı sanık M. Ş.'in evinde yakalandığı, olay öncesinde sanıklar ve maktul hakkında hiçbir bilgileri bulunmayan ve anılan tutanakta imzaları bulunan polis memurlarının, duruşmada tanık olarak verdikleri yeminli anlatımlarında tutanak içeriğini tekrar ettikleri, maktul Abdurrahman'ın sanık M. Ş. tarafından bıçakalanarak öldürüldüğünün kabulü ile sanık hakkında kasten insan öldürme suçunun faili olarak kabul edilerek mahkumiyet kararı vermek gerektiği düşünülmeden TCK.nun 39. maddesi ile indirim yapılması, maktulün akrabaları olan tanıkların sürekli değişen anlatımlarındaki suçlamadan başka, sanığın aşamalarda değişiklik göstermeyen inkara yönelik savunmasının aksini ispata yarar, her türlü şüpheden uzak, mahkumiyeti için yeterli ve kesin delil elde edilemeyen sanık İdris hakkında da beraat kararı vermek gerektiği düşünülmeden öldürme suçunun faili kabul edilerek yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi; B) Dosya içeriğine göre, sanık M Ş.'in kızı Suna ile bir süre gayriresmi olarak birlikte yaşayan maktulün Suna'yı terk ederek başka birisiyle yaşamaya başlamasının Suna'nın babası ve abisi olan sanıklar lehine haksız tahrik oluşturmayacağının, ancak sanık M,Ş.'in, 10.07.2006 tarihinde Cumhuriyet Savcılığında verdiği ifadesinde, maktulün, birlikte yaşadıkları dönemde kızı Suna'ya fena muamelede bulunması ve tehdit etmesi nedeniyle polise şikayet ettiğini belirtmesi karşısında, bu konuda gerekli araştırma yapılarak, sonucuna göre sanıklar lehine haksız tahrik bulunup bulunmadığının saptanması gerektiğinin düşünülmemesi; C) Kabule göre de; a) Olay gecesi sanıklar M. Ş ile İdris'in, maktulün gayri resmi birlikte yaşadığı Suna'yı bırakıp başka birisiyle yaşamasının tahriki altında kalarak, fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek, sanık M. Ş.'in, maktul Abdurrahman'ın başına tabanca dayayarak onu etkisiz hale getirdiği ve bu sırada sanık İdris'in bıçakla iki kez vurarak maktulü öldürüldüğü kabul edildiği halde, her iki sanığın da 5237 sayılı TCK'nun 37. maddesi kapsamında asli fail olarak cezalandırılmalarına karar vermek gerektiği düşünülmeden, sanık M. Ş.'in suça yardım eden olarak cezalandırılması; b) Olayda sanık M. Ş.'in kızı ve sanık İdris'in kızkardeşi olan Suna ile gayriresmi birlikte yaşayan maktul Abdurrahman'ın, Suna'yı terk ederek başkasıyla birlikte yaşamaya başlamasının sanıklar üzerinde haksız tahrik oluşturduğu kabul edildiği halde, 5237 sayılı TCK'nun 29. maddesi uygulanırken, sanık M. Ş. için cezada 1/2 oranında indirim, sanık İdris hakkında asgari oranda indirim yapılarak hükümde çelişki yaratılması; Yasaya aykırı, sanık İdris müdafiinin duruşmalı incelemedeki temyiz itirazları ile sanık M. Ş. müdafiinin ve Cumuhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmekle, kısmen resen de temyize tabi bulunan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, bozma nedenine ve tutuklulukta geçen süreye göre sanık İdris'in TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse derhal salıverilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına; 27.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.