Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2619 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 6837 - Esas Yıl 2010





TEBLİĞNAME : 1-B/2010/249845MAHKEMESİ : (SEYDİŞEHİR) Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 03.03.2010 - 23/30SUÇ : Kasten öldürme M.. Y..'u kasten öldürmekten sanık R.. A..'nın yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (SEYDİŞEHİR) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 03.03.2010 gün ve 23/30 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii ile müdahil vekili taraflarından istenilmiş, sanık müdafii duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: duruşmalı olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Ramazan’ın kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş bulunduğundan, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede meşru savunmaya, TCK.nun 27/2. maddesinin uygulanması gerektiğine, suç niteliğine, tahrikin derecesine vesaireye yönelen, katılan Raziye vekilinin eksik incelemeye, verilen cezada tahrik nedeniyle indirim yapılmaması gerektiğine ilişen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Oluşa ve dosya içeriğine göre; olay tarihinde tartıştıkları sırada maktulün sanığa sinkaflı küfür ettiği, bu duruma kızan sanığın, maktulü bıçaklayarak öldürdüğü olayda; maktulden kaynaklanan haksız eylemin niteliği dikkate alındığında, haksız tahrikten dolayı 12 ila 18 yıl arasında hapis cezası öngören TCK.nun 29. maddesi uyarınca uygulama yapıldığı sırada, üst sınırdan ceza yerine, 17 yıl hapis cezasına hükmedilerek eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak CMUK 321. madde gereğince BOZULMASINA, hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süre gözönüne alınarak sanık müdafinin tahliye talebinin reddine, 27.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.