Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2534 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 8205 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No: 1/B - 2011/278428MAHKEMESİ : Antalya 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ ve NO : 23/02/2011, 2007/387 (E) ve 2011/96 (K)SUÇ : Kasten yaralama TÜRK MİLLETİ ADINA 1- Sanık U.. Ç..'nin suçunun 5237 sayılı TCK.nun 86/1, 86/3-e, 87/1-c-son maddelerinde düzenlenen yaralama suçu olarak nitelendirildiği ve bu suçun alt sınırının 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektirmediği anlaşılmakla, tebliğnamedeki sanık ve müdafiinin yokluğunda hüküm kurularak savunma hakkının kısıtlandığı yönünde bozma öneren düşünce benimsenmemiştir. 2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar Serdar, Hasan ve Ufuk'un kasten yaralama suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Serdar müdafiinin eksik incelemeye, suçun basit yaralama olduğuna, tahrikin varlığına yönelen, sanık Ufuk müdafiinin bir sebebe dayanmayan, sanık Hasan müdafiinin sübuta ilişen, katılan vekilinin suçun öldürmeye teşebbüs olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Mağdurun yüzünde sabit iz oluşacak ve nasal kemik kırığının hayat fonksiyonlarını hafif (1.) derecede etkileyecek nitelikte yaralandığı, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası içeren TCK.nun 86/1 maddesi ile yapılan uygulama sırasında, temel cezanın 1 yıl hapis cezası olarak belirlendiği olayda, en ağır cezayı gerektiren yüzde sabit ize neden olma nedeniyle 87/1-c maddesi esas alınarak, 5237 sayılı TCK.nun 86/1, 86/3-e, 87/1-c ve 62. maddeleri uyarınca uygulama yapılması ile yetinilmesi, suçta birden fazla nitelikli halin varlığı nedeniyle temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi yerine, 5237 sayılı TCK.nun 87/1-c maddesi uyarınca belirlenen ceza üzerinden 87/3 maddesiyle artırım yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık Serdar müdafii, sanık Ufuk müdafii, sanık Hasan müdafıi ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu nedenle tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 04.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.