Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2422 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3740 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Eşini öldürmeye teşebbüsHÜKÜM : TCK'nun 82/1-d, 35, 29, 62, 53/1. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası.TÜRK MİLLETİ ADINA I-) Sanık müdafiinin, ceza miktarı itibariyle yasal şartları taşımayan duruşmalı inceleme isteminin CMUK'nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. II-) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...'in mağdur ...'i kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasfı tayin edilmiş, kusurluluğu etkileyen nedenlerden haksız tahrikin nitelik ve derecesi ile takdiri indirim sebebi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilerek reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık ... müdafiinin "eksik inceleme ile karar verildiğine, suç vasfının belirlenmesinde hata yapıldığına, temel cezanın alt sınırdan verilmesi gerektiğine" vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; sanık ile mağdurun 2001 yılında evlendikleri, suç tarihinden iki yıl kadar önce mağdurun, köy muhtarı ... ile ilişki yaşadığına dair duyumlar üzerine sanık ile mağdurun arasının bozulduğu, zaman zaman kavga ettikleri ve bu olayların adliyeye intikal ettiği, sanığın köydeki evi terk ederek ... Mahallesi, ... nolu sokakta bulunan evde yaşamaya başladığı, mağdurun ise çocukları ile birlikte köydeki evde yaşamaya devam ettiği, ancak mağdurun ... Mahallesi, .... sokakta ... Apartmanında bulunan ve sanığa ait olan diğer bir eve de zaman zaman gelip kaldığı, sanık ile evliliği devam etmesine rağmen mağdurun gerek köydeki eve, gerekse ... Apartmanındaki daireye ... isimli kişiyi alarak onunla cinsel ilişkiye girdiği, evlilik birliğinde ortak kullanılan konutlara meşru olmayan bir amaca yönelik olarak ve sanığın rızası bulunmadığı halde başkasının girmesini sağlamak suretiyle konut dokunulmazlığının ihlâline yol açtığı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, ... Aile Mahkemesinin 2013/245 esas, 2014/154 sayılı, 27.02.2014 tarihli kararı ve anılan dosya kapsamında Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesinden alınan 20.01.2014 tarihli rapor ile evlilik içinde doğan dört çocuktan ikisinin biyolojik babasının sanık ... olmadığının tespit edildiği, mağdur ... ile ilgili nüfus kayıt örneğinde de 31.01.2012 tarihinde doğan ... isimli çocuğun, mağdur ile ilişkiye giren ... tarafından tanındığı ve nüfus kayıtlarına çocuğun babası olarak tescil edildiği, söz konusu olayların etkisi altında kalan sanığın 18.04.2013 tarihinde ... Apartmanındaki evine gittiğinde orada mağdurla gayri meşru ilişkilerinden dolayı tartıştığı, aksi sabit olmayan ve olayın gelişim biçimi ile de uyumlu olup itibar edilmesi gereken savunmasına göre tartışma sırasında mağdurun hakaret içerikli sözler sarf etmesi üzerine, iki bıçak darbesiyle göğüs boşluğuna nafiz olacak ve hemotoraksa neden olacak biçimde yaraladığı anlaşılan olayda;1-) Evlilik birliğinin kesin hükümle sona ermesine kadar Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesi uyarınca sadakat yükümlülüğü bulunan mağdurun, bu yükümlülüğe aykırı bir şekilde süreklilik gösteren ve zamana yayılan davranışları, yine kişinin yuvasındaki yaşamının sulh ve selametle cereyanı için varolması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade eden konut dokunulmazlığının ihlâline yol açması ile bu hususların meydana getirdiği hiddet, öfke ve gazabın etkisi altında kalan sanığın kusur yeteneğindeki azalmanın boyutu dikkate alındığında; verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarının indirmesini öngören TCK'nun 29. maddesinin uygulaması sırasında, makul oranda bir ceza indirimi yerine sadece üçte bir oranında indirim tatbiki suretiyle fazla ceza tayini, 2-) Baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı düşünülmeden, yazılı şekilde tahsiline karar verilmesi,3-) 10.10.2013 tarihli duruşmada mağdur ...'in şikayetten vazgeçtiği ve CMK'nun 243. maddesi uyarınca katılmanın hükümsüz kaldığı gözetilmeden, gerekçeli karar başlığında "katılan" olarak gösterilmesi suretiyle aynı Kanun'un 232/2-b maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenlerine, ceza miktarına ve temyiz incelemesi dışında tutuklulukta geçen süreye göre sanık ... müdafiinin tahliye taleplerinin reddine, 09/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.