Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2409 - Karar Yıl 2004 / Esas No : 3928 - Esas Yıl 2003





Elif ile Selim'i taammüden öldürmekten sanıklar Vedat, Mustafa işbu ölümle biten kavgalara fer'i fail olarak katılmaktan sanık murat ile izinsiz silah taşımaktan adı geçen sanık Mustafa'nın yapılan yargılanmaları sonunda; sanık Sedat ile Mustafa'nın müebbet, Murat'ın 24 yıl 12 ay ağır hapis cezalarıyla hükümlülüklerine ilişkin (Kartal İkinci Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 27.3.2003 gün ve 375/84 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş ve hüküm kısmen re'sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; kararda açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Sanıklar müdafiinin yasal süresinden sonra talep ettiği duruşmalı temyiz inceleme isteminin CMUK.nun 318. maddesi gereğince reddine,Toplanan deliller karar yerinde, incelenip, sanıklar Vedat, Mustafa ve Murat'ın suçlarının sübutu kabul, cezayı azaltıcı tahrik ve takdiri indirim sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle kısmen kabul kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklar müdafiinin sanık Vedat yönünden, asli ya da fer'i fail olmadığına, kastın aşılması durumu olduğuna, ceza süresine, 647 sayılı Kanunun 4 ve 6 maddelerinin uygulanması gerektiğine, sanık Murat yönünden suçun sübut bulmadığına, ayrıca tüm sanıklar yönünden, meşru müdafaa şartlarının varlığına, ağır tahrik bulunduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Maktule Elifin sanık Vedat ile gayri resmi olarak kısa bir süre önce evlenmesine rağmen aralarındaki geçimsizlik nedeniyle olay tarihinden 7 gün önce evi terkederek, daha önceden tanıdığı maktul Selim ile evlenmeye karar verip resmi nikah işlemlerini başlattıkları, sanık Vedat ve tüm ailenin maktülenin yerini tespit etmeye çalıştıkları gibi bulunması amacıyla Cumhuriyet Savcılığına da dilekçe verdikleri, olay günü sanık Vedat'ın maktule Elif ile maktul Selim'in P. Verem Savaş Dispanserinde bulunduklarını öğrenince akrabalarına telefon açarak maktüleyi bulduğunu haber verip bulunduğu yeri bildirdiği, kısa bir süre içerisinde akrabalarının Dispansere gelerek maktüleyi alıp götürmek istedikleri ancak görevlilerin buna izin vermedikleri, olay yerine çağrılan polisin ifade için maktule Elif ile maktul Selim'i alarak karakola götürdükleri, bunun üzerine sanıkların akrabaları ile birlikte karakolun önüne giderek beklemeye başladıkları bu sırada karakola giren ve görevlilerden maktule Elifin rızasıyla evi terkedip maktul Selim ile resmi nikah yapmak amacıyla işlemleri başlattığını öğrenen sanık Vedat ve Mustafa'nın babası Abdulhalık'ın dışarı çıkarak görevlilerden öğrendiklerini orada bulunan sanıklar ve akrabalarına anlatarak dağılmalarını istediği ancak sanıkların karakolun bulunduğu yerden ayrılmayarak ayrı ayrı yerlerde karakolun ön ve arka çıkış kapısını görecek şekilde maktule Elif ile maktul Selim'in karakolun arka kapısına çağrılan bir ticari taksiye bindirilerek kaçırılmak istendiğini görünce de sanık Vedat'ın, sanık Murat'ın kullandığı motorsikletle taksinin önünü kestiği, sanık Mustafa'nın da araçla bu taksiyi sıkıştırdığı, sanık Vedat'ın elinde bıçakla taksi şoförünü aşağıya indirdikten sonra maktul Selim'e saldırıp kendisini boynundan bıçakla yaraladığı, sanık Mustafa'nın ise olay yerine geldiği sırada yanına aldığı ruhsatsız tabancayla maktule Elif ile maktul Selim'e taksinin içinde bulundukları sırada birden çok ateş ederek öldürdüğü daha sonra sanık Vedat'ın sanık Murat'ın kullandığı motorsikletle sanık Mustafa'nın ise olaydan önce sanık Vedat'ın getirdiği araca binerek olay yerinden kaçtığı olayda,a) Dosya içeriğine, mevcut delillere, hükme esas alınan sanık ikrarlarına ve tanık beyanlarına göre, maktule Elif ile maktul Selim'in öldürülmesi konusunda önceden aile içinde bir karar alındığının tespit edilemediği gibi oluşa göre, maktule Elif ile maktul Selim'in yerinin tespit edildiği zaman ile suçun işlendiği ana kadar geçen süre nazara alındığında sanıkların öldürme kararını verdikten sonra bu kararlarından vazgeçmeyerek sebat edip, soğukkanlılıkla eylemlerini gerçekleştirdiklerinin kabul edilemeyeceği ve bu nedenle taammüdün unsurlarının oluşmadığı, ancak olay günü sanıkların, sanık Vedat ile gayri resmi olarak evli olmasına rağmen maktule Elifin evi terkederek maktul Selim'e kaçmasını ve maktul Selim ile resmi nikah işlemlerine başlamalarını hazmedemedikleri için maktule Elif ve maktul Selim'i eylem ve irade birliği içerisinde hareket ederek öldürdükleri anlaşılmakla, sanıkların aynı sebep ve kasıt altında birden ziyade kişiyi öldürdüklerinin kabulü ile sanıklar Vedat ve Mustafa'nın TCK.nun 64/1 maddesi delaletiyle 450/5, 51/1, 59, sanık Murat'ın ise TCK.nun 65/son maddesi delaletiyle 450/5, 51/1, 59 maddeleri gereğince cezalandırılmaları gerekirken yazılı şekilde karar verilerek suç vasfında hata edilmesi,b) Para cezaları hesabında 1000 liranın küsurunun hesaba katılamayacağı ilkesini getiren 4806 sayılı Kanunla değişik TCK.nun 30/2 maddesi gereğince, sanık Mustafa hakkında yasak silah taşımak suçu ile ilgili yeniden hüküm kurulması zorunluluğunun olması,c) Kabul ve uygulamaya göre; sanık Mustafa hakkında,1) Yasak tabanca taşımak suçundan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza yanında hükmolunan ağır para cezasından TCK.nun 59 maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapıldığı sırada yapılan hata sonucu 181.753.000 lira ağır para cezası yerine, 181.783.000 lira ağır para cezasına hükmolunması,2) Verilen hapis cezasının günlüğünün 7.269.000 lira yerine 7.274.000 lira üzerinden ağır para cezasına çevrilmesi suretiyle sanığa fazla ceza tayin edilmesi,Usul ve yasaya aykırı bulunduğundan ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 18.6.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.