Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2335 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 4617 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 22/02/2010 - 2010/123 değişik iş SUÇ : Sahte para basmak, kalpazanlıkTEBLİĞNAME : 1-B/2010/90456Y A R G I T A Y İ L A M I(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)Muhtelif suçlardan dolayı Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/1990 tarihli ve 1990/244 müteferrik sayılı içtima kararı ile sonuç olarak 3 yılı geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet ağır hapis cezasına hükümlü B.. T..'in cezasını infaz ederek Hatay Ağır Ceza Mahkemesinin 26/04/1991 tarihli ve 1991/93 sayılı kararı ile şartla salıverilmesini müteakip, bihakkın tahliye tarihi dolmadan 27-28/02/2002 tarihinde yeni bir suç işlemiş olması dolayısıyla kalpazanlık suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 316/3-4, 318, 59/2. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 90,00 yeni Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/1990 tarihli ve 1990/244 müteferrik sayılı içtima kararı ile sonuç olarak 3 yılı geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet ağır hapis cezasından dolayı şartla tahliye kararının geri alınması için 765 sayılı Kanun'un 17. maddesi gereğince ihbarda bulunulmasına dair Hatay Ağır Ceza Mahkemesinin 07/06/2005 tarihli ve 2002/135 esas, 2005/212 sayılı kararı üzerine, şartları oluşmadığından şartla tahliyenin geri alınmasına yer olmadığına ilişkin Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin 31/07/2007 tarihli ve 2007/579 müteferrik sayılı kararını müteakip, ikinci kasti suç işlemesi üzerine şartla tahliye kararının geri alınmasına, 27-28/02/2002 tarihi ile bihakkın infaz tarihi olan 08/12/2016 tarihleri arasındaki süresinin aynen infazına dair Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/01/2010 tarihli ve 2010/36 değişik iş sayılı kararına itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/02/2010 tarihli ve 2010/123 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak; Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17/04/2007 tarihli ve 2007/1-32 esas, 2007/97 sayılı kararında açıklandığı üzere; infaza ilişkin uygulamaların kazanılmış hak oluşturmadığı gözetilerek yapılan incelemede, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 17. maddesindeki "Şartla salıverilmiş olan hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olur veya mecbur olduğu şartları yerine getirmez ise, şartla salıverilme kararı geri alınır. Bu takdirde suçun işlendiği tarihten sonraki kısım hükümlünün ceza süresine mahsup edilmeyerek aynen çektirilir ve şartla salıverilmeye esas teşkil eden hükmün infazı ile ilgili olarak bir daha şartla salıverilmeden yararlanamaz” hükmü ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107/12. maddesinde yer alan "Koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde koşullu salıverilme kararı geri alınır" hükmü karşısında, hükümlü B.. T..'in cezasını infaz ederek Hatay Ağır Ceza Mahkemesinin 26/04/1991 tarihli ve 1991/93 sayılı kararı ile şartla salıverilmesini müteakip, bihakkın tahliye tarihi dolmadan deneme süresi içerisinde 27-28/02/2002 tarihinde yeni bir suç işlemiş olması dolayısıyla, ikinci suç tarihi olan 27-28/02/2002 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 08/12/2016 tarihleri arasındaki sürenin aynen infazına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, Kilis Ağır Ceza Mahkemesince şartları oluşmadığından şartla tahliyenin geri alınmasına yer olmadığına ve Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesince Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/01/2010 tarihli ve 2010/36 değişik iş sayılı kararına itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına karar verilmesinde isabet bulunmadığından bahisle Yüksek Adalet Bakanlığının 08.04.2010 ve 21903 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın, 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/04/2010 gün ve 2010/90456 sayılı tebliğnamesine bağlı dava dosyası, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 22/06/2010 gün ve 2010/6664 esas, 2010/8999 sayılı görevsizlik kararı ile birlikte Dairemize gönderilmekle okundu; gereği konuşulup düşünüldü. TÜRK MİLLETİ ADINA1- OLAY: Hükümlü B.. T.. hakkındaki dosya içeriğinden; 1- Adıgeçen hükümlünün çeşitli suçlardan dolayı Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin 27.12.1990 tarihli ve 1990/ 44 değişik iş sayılı içtima kararı ile sonuç olarak 3 yılı geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle "müebbet ağır hapis" cezasına hükümlü olduğu; 2- Cezanın infazı sürerken, 3713 sayılı Yasa hükmünden yararlanarak, 26.04.1991 tarihinden geçerli olmak üzere Hatay Ağır Ceza Mahkemesince 1991/93 sayılı kararı ile şartla salıverildiği;3- Bihakkın tahliye tarihi olan 08.12.2016 tarihi dolmadan 27-28/02/2002 tarihinde işlemiş olduğu kalpazanlık suçundan 765 sayılı TCK.nun 316/3-4, 318, 59/2 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 90.00 YTL. adli para cezasıyla 07.06.2005 tarihli ve 2002/135 esas, 2005/212 karar sayılı ilamı ile hükümlendirildiği, kararın 06.03.2007 tarihinde onanarak kesinleştiği;4- Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarihli ve 2007/579 müteferrik sayılı kararı ile, koşulları oluşmadığından şartla tahliyeye ilişkin kararın geri alınmasına yer olmadığına karar verildiği; 5- Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.01.2010 tarihli ve 2010/36 değişik sayılı kararı ile, hükümlünün ikinci suçu işlediği 27-28/02/2002 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 08/12/2016 tarihleri arasındaki sürenin aynen infazına karar verildiği;6- Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.02.2010 tarih ve 2010/123 değişik iş sayılı kararı ile; itirazen şartla tahliye kararının kaldırılmasına karar verildiği;Anlaşılmaktadır. 2- KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN ÖZÜ: 3713 sayılı Yasa hükmünden yararlanarak, koşullu salıverilen hükümlünün, deneme süresi içerisinde ikinci kez kasti bir suç işlemesinden ötürü cezalandırıldığından, bakiye cezasının aynen infazına ilişkin itiraz merciince kararın kaldırılmasının yerinde olup olmadığının saptanmasına yöneliktir. 3- HUKUKSAL DEGERLENDİRME; Öğretide "olağanüstü temyiz" olarak da isimlendirilen yasa yararına bozma yasa yolunun koşulları ve sonuçları 5275 sayılı CMK.nun 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir. 5271 sayılı Yasanın 309. maddesinde Adalet Bakanlığı'na, 310. maddesinde ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına tanınan bu yetki, hakim veya mahkemelerce verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılığı gidermeyi amaçlayan olağanüstü bir yasa yoludur. Bu biçimde kesinleşmiş bir karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay'ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay Ceza Dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay'ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse talep reddedilecektir. İnfaza yönelik uygulamalar kazanılmış hak oluşturmayacağından yapılan uygulama hatalarının her zaman düzeltilmesi mümkündür. 765 sayılı TCK. nun 17. maddesinde "koşullu salıverilmiş olan hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan veya zorunlu olduğu koşulları yerine getirmez ise, koşullu salıverilme kararı geri alınır. Bu takdirde suçun işlendiği tarihten sonraki kısım hükümlünün ceza süresine mahsup edilmeyerek aynen çektirilir ve koşullu salıverilmeye esas teşkil eden hükmün infazı ile ilgili olarak bir daha koşullu salıverilmeden yararlanamaz" demektedir. Keza yeni 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107/12. Maddesinde düzenlenen "koşullu salıverilen hükümlünün denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yükletilen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde koşullu salıverilme kararı geri alınır" hükmü yer almaktadır. Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 11.09.1997 tarihli ve 2858/2849 esas ve karar sayılı ilamında açıklandığı üzere, " ... hükümlünün şartla tahliyesinin geri alınmasına konu suçu 3713 sayılı kanunla belirtilen 08.04.1991 tarihinden sonra 23/01/1993 tarihinde işlemiş olması nedeniyle, 08/04/1991 tarihinden sonra 3713 sayılı Kanunda istifadeye konu olan mahkumiyetlerin deneme süresi içerisinde kasti bir cürüm işlemesi halinde, TCK.nun ve 647 sayılı Kanun hükümlerinin işlerlik kazanacağı gibi, 3713 sayılı Kanun özel amaçlı kanun olup, belli bir zaman dilimi ile sınırlı olarak kendi kısıtlamaları içinde sadece şartla tahliyeden istifade sürelerini kısalttığı, şartla salıverilen hükümlülerin yükümlülüklerini kaldırmadığı, hükümlünün deneme süresi içinde 23/11/1993 tarihinde kasdi bir cürüm işleyerek şartla tahliye koşullarını ihlal etmiş olduğu cihetle, TCK.nun 17. maddesi uyarınca bakiye cezasının aynen infazı gerektiği ... " vurgulanmıştır. Dairemizin aynı doğrultuda "24/03/1995-565/788; 07/04/1995-851/986; vb." yerleşik uygulaması istikrar kazanmıştır. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 25.04.1994 tarihli ve 2297/2257 esas ve karar sayılı ilamında; "şartla salıverilmiş hükümlünün geri kalan süre içinde kasıtlı bir cürümden dolayı hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olursa şartla tahliye kararı geri alınır ve suçu işlediği tarihten sonraki kısım ceza süresine mahsup edilmeyerek aynen çektirilir." vurgusu Dairemizin uygulamasına uygundur. Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 31.12.1993 tarihli ve 9864/11613 esas ve karar sayılı ilamında; "hükümlünün şartla tahliyesinin geri alınmasına ilişkin suçu 3713 sayılı Kanunda belirtilen 08.04.1991 tarihinden sonra 21.08.1991 tarihinde işlediği nedeniyle, 08.04.1991 tarihinden sonra 3713 sayılı Kanundan istifade ile mahkumiyetlerin deneme süresi içerisinde kasdi bir cürüm işlemesi halinde TCK. ve 647 sayılı Kanun'un işlerlik kazanacağı gibi, 3713 sayılı Kanun özel amaçlı bir kanun olup, belli bir zaman dilimi ile sınırlı olarak kendi kısıtlamaları içinde sadece şartla tahliyeden istifade sürelerini kısalttığı, şartla salıverilen hükümlerinin yükümlülüklerini kaldırmadığı, hükümlünün deneme müddeti içinde 21/08/1991 tarihinde kasti bir cürüm işleyerek şartlı tahliyenin şartlarını ihlal etmiş olduğundan, TCK.nun 17. maddesi uyarınca bakiye cezasının aynen infazı gerektiği ... " öngörülmüştür. Yüksek Yargıtay'ın örneklenen kararlarını çoğaltmak mümkündür. Dairelerin uygulamaları aynı doğrultuda olduğu görülmektedir. Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 22/02/2010 tarihli ve 2010/123 değişik iş sayılı kararına esas aldığı Dairemizin 05/06/2000 ve 2000/1394-1779 esas ve karar sayılı içtihadının yorumunda yanılgıya düşmüştür. Şöyleki; 08/04/1991 tarihinden önce işlenen suçlardan alınmış şartla tahliye kararlarının geri alınmasının yok sayılacağı, bu tarihe kadar işlenen suçlarla ilgili mahkumiyete ilişkin cezaların tutuklu ve hükümlülerin 3713 sayılı özel yasadan yararlanacağı, "iyi hallilik" koşulu ve "şartla tahliyenin geri alınması" koşulu aramamıştır. Bu nedenle, 08/04/1991 tarihinden önce işlenen suçlarla ilgili şartla tahliyenin geri alınması söz konusu değildir. Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin itiraz üzerine; hükümlünün koşullu salıverilme kararının geri alınmasına ilişkin aynı yer 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararını kaldırmasına ilişen kararı, yasa hükmüne ve yerleşik uygulamaya aykırı olduğundan CMK.nun 309 maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. IV- SONUÇ VE KARAR; Bu nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Osmaniye 2 Ağır Ceza Mahkemesinin 22/02/2010 tarihli ve 2010/123 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.