TEBLİĞNAME : 1-B/08/233021MAHKEMESİ :(MANİSA) Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO :27/06/2008 - 148/262SUÇ :Tasarlayarak çocuk öldürmek Tasarlayarak çocuk yaştaki S.. Ü..'i öldürmekten sanık M.. Ş..'nin yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (MANİSA) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 27/06/2008 gün ve 148/262 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: kararda açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA 1.Sanık müdafiinin yasal süreden sonra olan duruşmalı inceleme isteminin CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. 2.Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın insan öldürme suçunun sübutu kabul, tahrike ilişen cezayı azaltıcı sebebinin derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçeler ile kısmen kabul kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin haksız tahrikin derecesine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; Ancak; A)Maktulün 08.01.2008 tarihinde meydana gelen sanık Melih'i hürriyetinden yoksun kılma suçu nedeniyle 09.01.2008 tarihinde tutuklandığı, Manisa 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 30.01.2008 tarih ve 08/29-33 sayılı ilamı ile beraat ederek tahliye olduğu, kabule göre de, maktulün tutuklu kalmasını içine sindiremeyerek sanık Melih'i telefonla arayıp seni dağa kaldıracağım diye tehdit ettiği, olay günü çağırıp senin yüzünden cezaevinde yattım diyerek yumrukla vurduğu ve sanığa hakaret ettiği, sanığın ise bir süredir devam eden saldırgan tutum sebebiyle kapıldığı haksız tahrikin etkisi ile yanına aldığı bıçakla vurmak suretiyle maktulü öldürdüğü olayda; tasarlamanın unsurlarının bulunmadığı gözetilmeden, çocuğa karşı öldürme suçundan hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, B)Sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 62 maddesinin uygulanmaması yönünden gösterilen gerekçe bakımından; gerekçede, sadece ceza adaletinin gerçekleştirilmesi amacı gösterildiği halde,hüküm fıkrasında sanığın fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, duruşmada gözlemlenen durumu, pişmanlık duyduğunu gösterir bir halinin belirlenmemesi ve ceza adaletinin gerçekleştirilmesi hususları gösterilerek gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün,tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 12/04/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.