Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2151 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6112 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No: 1 - 2012/75639MAHKEMESİ : Van 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO: 22/09/2011, 2009/236 (E) ve 2011/391 (K)SUÇ : Çocuğu veya beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumdaki kimseyi öldürme, kasten yaralama TÜRK MİLLETİ ADINA 1-Sanıklar Hayrettin ve Sulhatin hakkında hükmolunan ceza miktarları dikkate alınarak müdafiilerinin duruşmalı inceleme isteminin, CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. 2-Sanık Celal'in, sanık Hayrettin hakkında kendisine yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükmü, katılan sıfatının bulunmaması nedeniyle temyize hakkı ve yetkisi bulunmadığından, müdafiinin katılan sıfatıyla yaptığı temyiz isteminin, CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. 3-Sanık Sabri hakkında mağdur Hayrettin'i, sanık Sulhatin hakkında mağdur Sabri'yi, sanık Hayrettin hakkında mağdur Fikret'i kasten yaralama suçlarından kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, CMK.nun 231/12.maddesi uyarınca itirazı kabil olup temyiz kabiliyetleri bulunmadığından, sanıklar müdafiilerinin istemleri itiraz istemi olarak kabul edilerek, bu hususta merciince değerlendirme yapılması mümkün görülmüştür. 4-Temyiz edenlerin sıfatı ve istemlerinin kapsamına göre; sanık Celal hakkında maktul Erkan'ı nitelikli öldürme, sanık Sabri hakkında mağdur Zehra'yı kasten yaralama, sanık Hayrettin hakk??nda mağdurlar Burhan, Celal ve Sadık'ı kasten yaralama, sanık Sulhatin hakkında mağdur Hüsnü'yü kasten yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde; A-Dosya içeriğinde bulunan nüfus kaydına göre 18.03.1997 doğumlu olan maktule ait 24.05.2007 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında, maktulün 1.75 cm boyunda ve 65-70 kg ağırlığında olduğunun gözlemlendiğinin belirtildiği, aynı tutanakta kimlik tanığı olarak dinlenen ve maktul ile aynı köyde ikamet edip akrabası olan Ekrem Kolcu'nun alınan beyanında maktulün gerçek yaşının, nüfus kaydında belirtilenden daha büyük olduğunu bildiğini ve tahminince 16-17 yaşlarında olabileceğini söylediği ayrıca nüfus kayıtlarına göre maktulün küçük kardeşi 01.01.1999 doğumlu Zehra'nın, 07.07.2009 tarihli duruşmada alınan ifadesinde, kendisinin gerçek yaşının 16-17, abisi maktulün ise öldürüldüğünde 18-19 yaşları civarında olduğunu ve yaşça aralarında ablası Kamile'nin bulunduğunu bildirmesi üzerine, 06.07.2009 tarihli ara karar uyarınca Zehra ve Kamile'nin yaşları ile ilgili olarak yapılan araştırma sonucu dosya arasına aldırılan ve Van Eğitim Hastanesi tarafından düzenlenen Zehra'ya ait 14/08/2009 tarihli raporda Zehra'nın, fizik ve radyolojik olarak 20 yaşında olup, suç tarihinde 18 yaşında olduğu, Kamile'ye ait 06/07/2009 tarihli raporda ise adıgeçenin raporun düzenlendiği tarih itibariyle 21 yaşında olduğunun bildirildiği, Kamile'ye ait nüfus kaydının incelenmesinden ise; Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.11.2010 tarihinde kesinleşen 2010/389 Esas ve 2010/501 karar sayılı ilamıyla doğum tarihinin 18.03.1997 iken 18.03.1989 tarihi olarak düzeltildiğinin anlaşılması karşısında; Maktulün, suç tarihindeki gerçek yaşının araştırılması ve sonucuna göre sanık Celal'in hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle yazılı şekilde eksik soruşturma sonucu hüküm kurulması; B-Gerekçeli kararın Anayasa'nın 141 ve 5271 sayılı CMK.nun 34, 230 ve 232. maddelerinde belirtilen nitelikleri taşıması gerektiği, gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin açıkça gösterilmesi, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, Yargıtay denetimine imkan verecek biçimde ayrı ayrı gösterilmesi ve suçların sübutu, nitelendirilmesi ve haksız tahrik hükümleri yönünden hangisinin hangi sebeple diğerine üstün tutulduğunun belirtilmesi, ulaşılan kanaat ve sanıkların suç oluşturduğu sabit görülen fiilleri ve bunların nitelendirilmesi ile buna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeyerek, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen kısmen de re'sen temyize tabi bulunan hükümlerin, öncelikle bu nedenlerle kısmen tebliğnamadeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 14/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.