Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2125 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 1196 - Esas Yıl 2006





Somut olayda sanık hakkında; 5237 sayılı TCKnun uygulanması durumunda içtima olanağı bulunmadığından, 765 sayılı TCKAa ise içtima olanağı nazara alınd??ğında, koşullu salıverme hükümlerine göre sanığın özgürlüğü daha az kısıtlayacağından, mahkemenin 765 sayılı TCK.yı uygulaması yerindedir Gasp suçunu kolaylaştırmak maksadıyla F.....'i öldürmekten ve hırsızlıktan sanık H.....'nin bozma üzerine yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (Nevşehir Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 13.10.2005 gün ve 243/266 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş ve hüküm kısmen res'sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C. Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-18.09.2003 tarih 234/226 sayılı karar öldürme ve içtima nedeniyle gasp suçlarından re'sen temyiz incelemesine konu olup, tayin edilen hürriyeti bağlayıcı ceza para cezasına çevrilen hırsızlık suçu yönünden kesinleşmiş olduğundan, bu suçtan tekrar verilen karar hukuken yok sayılmıştır.2-5237 sayılı TCK.nun uygulanması durumunda içtima olanağı bulunmadığından, 765 sayılı TCK.nda ise içtima olanağı nazara alındığında koşullu salıverilme hükümlerine göre sanığın özgürlüğünü daha az kısıtlayacağından mahkemece 765 sayılı TCK.nun uygulanması yerinde görülerek yapılan değerlendirmede;Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın gasp suçunu kolaylaştırmak için öldürme ve meskende gasp suçlarının sübutu kabul, oluşan ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç nitelikleri tayin, takdire dayalı cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle kısmen kabul, kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümlerde isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin eksik soruşturmaya, suçların sübut bulmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle re'sen de temyize tabi bulunan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA), Üye M..... Y.....'ın karşı oyu ve oyçokluğu ile 25.05.2006 gününde karar verildi.KARŞI OY1-İNSAN ÖLDÜRME SUÇUSanık, yağma suçunu işlemek için insan öldürmek suçundan 765 sayılı TCK.nun 450/7, 59, 31, 33. maddeleri uyannca müebbet hapis ve kamu hizmetlerinden süresiz yasaklanma cezası ile cezalandırılmıştır.Bu suçtan, 5237 sayılı TCK.nun 82/ı-h, 62, 53. maddeleri uyarınca verilecek ceza müebbet hapis cezasıdır. Ancak burada, 31. madde uyarınca verilen kamu hizmetlerinden süresiz yasaklanma cezasının yerini, 53. maddenin uygulanması sonucu, mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar belli haklan kullanmaktan yoksun bırakılma (güvenlik tedbirleri) alacaktır.5237 sayılı Yasa ile kurulacak hüküm, yasal sonucu yönünden sanığın lehinedir. Yasal sonucu yönünden lehe ise 5237 sayılı Yasa ile hüküm kurulmalıdır görüşü, genel kabul gören ve Yargıtay Birinci Ceza Dairesince de benimsenen (örneğin 14.03.2006 gün ve 225/653 sayılı karar) bir görüştür.2-YAĞMA SUÇUSanık yağma suçundan, 765 sayılı Yasanın 495/1, 59, 31, 33. maddeleri uyarınca, 8 yıl 4 ay hapis ve kamu hizmetlerinden süresiz yasaklanma cezası ile cezalandırmıştır.Bu suçtan, 5237 sayılı Yasanın olayla ilgili 148/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 5 yıldan 8 yıl 4 aya kadar hapis cezası verilmesi mümkündür.5237 sayılı Yasa ile kurulacak hüküm, 8 yıl 4 ay hapis cezası verilmesi halinde yasal sonucu (güvenlik tedbirleri) yönünden, 8 yıl 4 aydan daha az hapis cezası verilmesi halinde ayrıca hapis cezasının süresi yönünden sanığın lehine olmaktadır.3-CEZALARİN TOPLANMASISanık, 765 sayılı Yasanın 73. maddesi uyarınca cezalann toplanması sonucu, 2 yıl süreyle bir hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmıştır. Kamu hizmetlerinden süresiz yasaklanma cezası her bir suç yönünden varlığını korumuştur.Oysa, her iki suçtan 5237 sayılı Yasa ile hüküm kurulması, anılan 73. madde uyarınca cezalann toplanması halinde, kamu hizmetlerinden yasaklanma cezalarının yerini güvenlik tedbirleri alacak, yağma suçundan verilen hapis cezasının süresindeki azalmaya bağlı olarak hücrede bırakılma süresi de azalacaktır.Şu halde, her iki suçtan 5237 sayılı Yasa ile verilen cezalar 73. madde uyarınca toplanmalıdır.4-KARMA UYGULAMAÖğreti ve uygulamada; cezaların toplanmasının bir infaz kurumu olduğu, toplamaya konu olan cezalann toplama sonunda belirlenen toplam cezadan ayrı olarak varlıklarını koruyup hüküm doğurdukları görüşü benimsenmiştir. (Prof. Dr. Kayıhan İçel, Prof. Dr. Füsun Sokulu-Akıncı, Dr. İzzet Özgenç, Dr. Adem Sözüer, Dr. Fatih S. Mahmutoğlu, Dr. Yener Ünver, Yaptınm Teorisi, İstanbul, 2000, sn. 277; YCGK. 08.10.2002, 179/354) 765 sayılı Yasanın genel hükümleri arasında yer alan 68-77. maddeler, cezaların toplanması (infaz) ile ilgili hükümlerdir. Bu maddeler, sadece 765 sayılı Yasa ile kurulan hükümler hakkında uygulanan maddeler değildir.765 sayılı Yasanın 10. maddesi, bu yasa ile özel ceza yasaları arasındaki bağı kuran bir maddedir. Bu madde, özel ceza yasaları ile hüküm kurulması halinde, cezalann toplanmasının anılan 68-77. maddelere göre yapılmasına olanak veren bir maddedir. Böyle bir uygulama yapıldığı zaman karma uygulamanın varlığından söz edilemez.1412 sayılı CMUY.nın 403. maddesi, "cezalann infazı" alt başlığı altında yer alan, 765 sayılı Yasa ile infaz hukuku arasındaki bağı kuran, cezaların toplanması (infaz) ile İlgili bir hükümdür. Bu madde, bir kimse hakkında, hangi yasa ile kurulursa kurulsun, birden çok hüküm varsa, mahkemeden anılan 68-78. maddelere göre cezaların toplanması karan istenmesini zorunlu kılmaktadır.765 sayılı Yasa döneminde işlenen ve bu yasa kapsamına giren suçlar hakkında, lehe olduğu için 5237 sayılı Yasa ile hüküm kurulması, 403. madde uyannca, 68-77. maddeler kapsamında toplama kararı alınması halinde, 5237 sayılı Yasada cezaların toplanması, 765 sayılı Yasada koşullu salıverilme için çekilmesi gerekirken sürelerle ilgili düzenlemeler bulunmadığı da gözönüne alındığında, özel ceza yasaları ile ilgili olarak belirtildiği gibi, burada da karma uygulamanın varlığından sözedilemez.5-DERHAL UYGULAMA5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 99. maddesine göre; "Bir kişi hakkında hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar. Ancak, bir kişi hakkında başka başka kesinleşmiş hükümler bulunur ise, 107. maddenin uygulanabilmesi yönünden mahkemeden bir toplama kararı istenir". Bu hükme göre, her bir ceza ayrı ayrı infaz edilecek, bu durum ise, hükümlünün koşullu salıverilmesi için infaz kurumunda geçirmesi gereken süre yönünden gözönüne alınacaktır. Anılan 68-77. maddelerde yer alan cezaların toplanması, çevrilmesi ve sınırlandırılmasına ilişkin İlkelere 99. maddede yer verilmemiştir. Bunun sonucu olarak, 765 sayılı Yasa ile iki ayrı suçtan ayrı ayrı 20'şer yıl ağır hapis cezasıyla cezalandınlan bir kimsenin, koşullu salıverilmesi için infaz kurumunda geçirmesi gereken süre, 77/1. maddeye göre 36 yıl üzerinden, 99. maddeye göre ise 40 yıl üzerinden hesaplanacaktır, örneğinde olduğu gibi, 99. madde, 68-77. maddelere göre aleyhe bir hükümdür. 5275 sayılı Yeni İnfaz Yasasının 107. maddesi, koşullu salıverilme için çekilmesi gereken süreleri belirleyen ve 647 sayılı eski infaz yasasına göre aleyhe düzenlemeler içeren bir hükümdür.Koşullu salıverilme için infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre yasayla sonradan afeyhe değiştirilirse, kişi bundan zarar görmemelidir. (İçtihadı Birleştirme Karan, 28.01.1974, 5-1).Suçun işlenmesinden sonra yürürlüğe giren koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler ancak hükümlünün lehine ise uygulanır (5237 sayılı TCY. m. 7/2-3). Bu düzenleme ile, koşullu salıverilmeye ilişkin yasal düzenlemeleri maddi ceza hukuku kuralları olarak kabul eden yerleşmiş uygulama yasalaştırılmıştır.5275 sayılı Yasanın 99. maddesi ile getirilen düzenleme, bir tür koşullu salıverilme kurumudur (Doç. Dr. Veli Özek, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, c. 1, 2. Baskı, Sh. 518).Cezaların toplanması ile ilgili düzenlemeler, koşullu salıverilme için infaz kurumunda geçirilmesi gereken süreyi azaltan yada çoğaltan etkiye sahip oldukları için, koşullu salıverilme kurumu içinde değerlendirilmesi gereken düzenlemelerdir.Bu durumda, koşullu salıverilme ile ilgili olup 99 ve 107. maddelerden oluşan grup, yine koşullu salıverilme ile ilgili olup CMUK.nun 403, 765 sayılı Yasanın 68-77 ve 647 sayılı Yasanın 19 ve ek 2. maddelerinden oluşan gruba göre aleyhedir ve derhal uygulanmamalıdır.6- ÇAPRAZ UYGULAMASuçun işlendiği zamanın yasasına göre lehe olan kanun geçmişe etkili olur (765 sayılı TCY. m. 2, 5237 sayılı TCY. m. 7). "Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırması suretiyle belirlenir" (5237 sayılı Yasa m. 9/3).765 sayılı Yasanın 2. maddesindeki düzenleme ile ilgili olarak öğreti ve uygulamada benimsenen, somut olaya uygulanabilir birden çok yasa varsa, her bir yasa bir bütün olarak (aynı yasa içerisindeki maddi ceza hukuku ile infaza İlişkin düzenlemeler birlikte), ancak ayn ayrı olaya uygulanır, ayrı ayn her bir yasaya göre hükmedilecek cezalar belirlenir, daha sonra lehe sonuç doğuran yasa bir bütün halinde uygulanır (YCGK, 30.03.2004, 46-78) yolundaki görüş, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi ile yasalaştırılmıştır.Bir olaya ilişkin hükümlerin belirlenmesinde 5237 sayılı TCY. ile 5275 sayılı İnfaz Yasası hükümlerinin birlikte gözönünde bulundurulması gerekir yolundaki düşüncenin 5237 sayılı Yasada yeralmasının benimsenmediği, böylece çapraz uygulamaya yol açıldığı belirtilmiştir (Doç. Dr. İzzet Özgenç, Türk Ceza Kanunun Gazi Şerhi-Genel Hükümler, Ankara, 2005, Sh. 117-118).Açıklanan yasal düzenlemeler, öğreti ve uygulamanın benimsediği görüşlerden; 765 sayılı Yasa döneminde işlenen suçlarla ilgili hükümlerin lehe olan 5237 sayılı Yasa ile kurulması halinde de, 5275 sayılı Yasa öncesi dönemde yürürlükte ve bu yasa hükümlerine göre lehe olan koşullu salıverilme ile ilgili hükümleri uygulamak gerektiği anlaşılmıştır.7- DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİMakul süre içinde yargılanma sanığın hakkıdır (İHAS m. 6/1; Ay M. 19/6, 141/4; Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi m. 14/3; CMK. m. 190).Kural olarak, her davanın bir konusu vardır. Her dava sonunda, o uyuşmazlık hakkında bir hüküm kurulur. Davalar arasında, davalan birbirine bağlayan ortak nokta (bağlantı) varsa, bu davalara bağlantılı davalar denir.Ancak bu bağlantı nedeniyle davalar tek bir mahkemede birleştirilebilir.Yasa koyucunun birleştirmenin mutlaka yapılmasını emrettiği haller dışında, bağlantılı ceza davalannın birleştirilerek görülmesi takdire bağlıdır (CMUK. m. 2, 3, 4, 12; CMK. m. 9, 10, 11,16/1). Bu takdir hakkı, birleştirme olanağının bulunup bulunmadığı ve birleştirmede yarar bulunup bulunmadığına göre kullanılır.Davalar arasındaki bağlantı sıkı ise, başka bir anlatımla, ispat kolaylığı sağlama, çelişik kararlar verilmesini önleme, zaman, emek ve gider yönünden yararı varsa davalar birleştirilmen, yoksa birleştirilmemelidir (Kunter-Yenisey, Ceza Muhakemesi Hukuku, 10. Baskı, sh. 279 vd; Centel-Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, 3. Baskı, sh. 440).Birleştirme için, birleştirme olanağının bulunması, başka bir anlatımla davaların aynı derecede, aynı safhada olmaları gerekir. Duruşma devresi bitmekte olan bir dava ile daha duruşma hazırlığı yapılmakta olan bir dava birleştirilmemelidir. Biri son soruşturma safhasında olan bir dava ile diğeri yasa yolu safhasında olan bir dava birleştirilemez (Kunter-Yenisey, aynı eser, sh. 279 vd; Centel-Zafer, aynı eser, sh. 440).Birleştirme yasağının bulunduğu hallerde davalar bağlantı nedeniyle birleştirilemez (Örneğin, 5395 sayılı ÇKK. m. 17).Cezalann toplanması ile ilgili anılan maddeler (68-77); infaza ilişkin olan, hükümde uygulanmaması veya yanlış uygulanması halinde kazanılmış hak yaratmayan, mahkemeden her zaman karar alınmasına olanak veren, uygulanmaması halinde bozma nedeni sayılmayan, sadece cezalann toplanmasını kolaylaştıran, belirtilen nedenlerle de davalann birleştirilmesini zorunlu kılmayan hükümlerdir.8- ÖRNEK OLAYLARSanık, (A) mahkemesinin yargılama çevresinde (x) suçunu işledi. Yargılama sürerken 5237 sayılı Yasa yürürlüğe girdi. (A) mahkemesi, sanığı, 5237 sayılı Yasanın 81, 62. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezasıyla (765 sayılı Yasanın 449, 59. maddeleri uyarınca verilecek 30 yıl ağır hapse göre lehe) cezalandırdı. Hüküm kesinleşti.Daha sonra sanığın, 765 sayılı Yasa döneminde, (B) mahkemesinin yargılama çevresinde işlediği (Y) suçu ortaya çıktı. (B) mahkemesi sanığı, 5237 sayılı Yasanın 81, 62. maddeleri uyarınca 25 yıl ağır hapis cezasıyla (765 sayılı Yasanın 449, 59. maddeleri uyarınca verilecek 30 yıl hapse göre lehe) cezalandırdı. Bu hüküm de kesinleşti.Davalar arasında suçların aynı kişi tarafından işlenmesinden başka bir bağlantı bulunmamaktadır.Cezaların infazı nasıl yapılacaktır?Çoğunluk görüşüne göre, karma uygulama olacağı için, 765 sayılı Yasaya göre cezaların içtimai mümkün değildir. Cezaların çektirilmesi ile ilgili iki yasa vardır. Biri 647 sayılı İnfaz Yasası, diğeri 5275 sayılı Yeni İnfaz Yasasıdır. 647 sayılı Yasaya göre (m. 19), bu yasada cezaların sınırlandırılmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı için, 50 (25+25) yılın 1/2'si üzerinden ayda 6 gün indirim yapılarak koşullu salıverilme için çektirilecek süre belirlenir. 5237 sayılı Yasaya göre ise (m. 107), koşullu salıverilme için 50 vılın 2/3'sinin çekilmesi gerekir.Karşı görüşe göre; suçların işlenmesinden sonra yürürlüğe giren koşullu salıverilme (cezalann toplanması ve çekilmesi gereken süreler) ile ilgili aleyhe hükümler derhal uygulanamayacağından, 77/1. madde uyarınca cezalar 36 yıl olarak içtima ettirilecek, çekilmesi gereken süre, 647 sayılı Yasaya göre 36 vılın varisi (18 yıl) üzerinden ayda 6 gün indirim yapılarak belirlenecektir.Çoğunluk görüşü failin aleyhine olduğuna, (A) ve (B) mahkemelerince verilen hükümler yerine 765 sayılı Yasa ile yeniden hüküm kurulması da mümkün olmadığına göre; (A) ve (B) mahkemelerine, sanığın başka suçları bulunup bulunmadığını araştır, varsa dava açılmasını bekle, açılması halinde davalann tek bir mahkemede birleştirilmesini ve tek bir hükümle sonuçlandırılmasını [Örneğin, (X) ve (Y) suçlarından 765 sayılı Yasa ile cazalandırılmayı] sağla denilebilecek midir? Denilebilecekse, sözü edilen araştırma ve bekleme ne zamana kadar sürecektir? Yargıtay Birinci Ceza Dairesinin kararlarında (örneğin, 14.03.2006, 225-653; 10.04.2006, 1114-1235; 12.04.2006, 903-1326; 12.04.2006, 846-1327; 13.04.2006, 504-1339) bu sorulara olumlu yanıt verildiğini gösteren bir görüşe yer verilmediğine göre, davaların tek bir mahkemede ve tek bir hükümle sonuçlandırılması nasıl sağlanacaktır?Davaların birleştirilmesinde yarar bulunmaması, davaların birleştirme olanağının bulunmaması ve davaları birleştirme yasağının bulunması durumunda davalar birleş-tirilmeyeceğine göre; birleştirme halinde farklı, aksi halde farklı hükümlerin verilmesi kabul edilebilecek midir?Davalann birleştirilmesi, (X) ve (Y) suçlarından lehe olan 5237 sayılı Yasa yerine 765 sayılı Yasa ile hüküm kurulması halinde, infaz aşamasında yürürlüğe giren bir yasa (X) ve (Y) suçlarını oluşturan eylemlerden birini suç olmaktan çıkarırsa, fail, diğer suç yönünden haketmediği bir ceza ile cezalandırılmış olmaz mı?(A) ve (B) mahkemelerine yöneltilen sorulara evet demenin ve diğer sorulara1 yanıt bulmanın kolay olmadığı, yargılama ve infaz aşamalarında ülke genelinde yaratacağı sorunlar, eşitsizlik ve adaletsizlikler gözönüne alınmalı, çoğunluk görüşü yerine, gösterilen örnekler, somut olayımız ve sayısız benzer durumlarda karşılaşılacak sorunlara çözüm üreten karşı görüş benimsenmelidir.9- SONUÇÖldürme ve yağma suçlarından 5237 sayılı Yasa ile hüküm kurulması, 765 sayılı Yasanın 73. maddesi uyarınca cezaların toplanmasına karar verilmesi, bu nedenlerle hükümlerin bozulması gerektiği düşüncesindeyim. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Şirket adına çek ciro etme yetkisinin sözlü verildiği iddiası ispatlanabilir ise sahtecilik suçunun oluşumunu engeller Kararı VerenYargıtay Dairesi : 11. Ceza DairesiMahkemesi : ANKARA 6. Ağır CezaGünü : 05.06.2007 Sayısı : 264-181 Davacı : K.H.Sanık : Orhan Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık Orhan ’in lehe kabul edilen 765 sayılı TCK’nun 342/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca KAMBİYO SENEDİ NEDENİYLE BORÇLU OLMADIĞININ TESBİTİ- MENFİ TESPİT DAVASI- İSBAT KÜLFETİ -SENEDİN TALİLİ -BORÇ İKRARI "İçtihat Metni"Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli 3.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 01.02.2012 gün ve E:2010/1442, K:2012/92 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hu Şikayet reddedilse de icra mahkemesinin tedbir kararı HMK 397/2 maddesi gereğince aksi belirtilmediği sürece karar kesinleşene kadar devam eder. Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunu Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?