Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1540 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5078 - Esas Yıl 2009





Tebliğname No: 1 - 2009/97173MAHKEMESİ : Silifke 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO: 06/11/2008, 2008/100 (E) ve 2008/307 (K)SUÇ : Kasten yaralama, kasten öldürmeye teşebbüse yardım TÜRK MİLLETİ ADINA 1-Müdahil Durmuş'un 14.05.2008 tarihli celsede sanık Cemil'den şikayetçi olmadığını, sadece sanık Oğuz yönünden davaya katılmak istediğini belirtmesi karşısında, sanık Cemil yönünden davaya katılma ve hakkında verilen hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, sanık Cemil'in beraatine ilişkin hükme yönelik müdahil vekilinin temyiz isteminin CMUK.nun 317.maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir. 2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Oğuz'un eyleminin sübutu kabul, tahrike ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin eksik incelemeye, delillerin takdirinde hata yapıldığına, vasfa, yasal savunma koşullarının oluştuğuna, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazları ile müdahil vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Sanık Oğuz'un olay günü daha önce kardeşini dövdüğü iki kişi tarafından basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte darp edildiği, karakolda bu olay ile ilgili ifadesini verdikten sonra çarşıdan hançer görünümlü 6136 sayılı Yasa kapsamına girmeyen bıçağı satın alarak, kendisini döven şahısları aramaya başladığı, yolda tesadüfen diğer sanık Cemil ile karşılaştığı, birlikte yürüdükleri sırada mağdur Durmuş'un, sanık Oğuz'a seslenerek yanına geldiği ve "bin arabaya, seninle konuşacaklarım var" dediği, Oğuz'un araca binmeyeceğini söylemesi üzerine ısrarcı olduğu, ardından da "sana 20.30'dan 22.30'a kadar süre veriyorum, bu zaman diliminde benim yanıma geleceksin, gelmezsen seni Mut'da gezdirmem" dediği, bunun üzerine sanığın, "kim kimi gezdirmiyormuş" diyerek satın aldığı bıçağı çıkartarak mağdurun karın bölgesine doğru "ne olursa olsun" diyerek vurduğu, bıçağı vurduktan sonra mağdurun kaçmaya başladığı, sanığın da peşinden elinde bıçak ile kovaladığı, mağdurun, sanıktan kurtulmak için dükkanların önündeki meyve kasalarını sanığa doğru attığı, pasajın içine girdiği, sanığın, ayağında platin olduğu için fazla hızlı koşamadığından mağduru yakalayamadığı, hazırlık beyanlarında sanığın, kastını "yakalasaydım ne olurdu bilmem gayri yine olsa yine vururdum" şeklinde ortaya koyduğu, mağdurdaki sol parakolik alanda batına nafiz bıçak yarasının mide, kolon ve pankreas yaralanmasına neden olduğu, yaralanması nedeniyle mağdurun hayati tehlike geçirdiğinin belirlendiği anlaşılmakla, mağdurun kaçması ve sanığın kovalamasına rağmen mağduru yakalayamaması üzerine sanığın eylemine devam edemediği olayda, doğrudan hedef alarak mağdurun hayati bölgesine vurması, kullanılan vastanın elverişliliği, yaranın niteliği ve meydana gelen zararın ağırlığı, engel halin varlığı nedeniyle eylemin sürdürülememesi birlikte değerlendirildiğinde, sanığın fiili ile açığa çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu, bu nedenle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği düşünülmeden, yaralama suçundan hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmekle, sanık müdafii ve müdahil vekilinin temyiz itirazlarının bu itibarla kabulüyle, sanık Oğuz hakkında kurulan hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi farklı gerekçeyle (BOZULMASINA), 27/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.