Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1319 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 4703 - Esas Yıl 2002





Hırsızlık suçunu kolaylaştırmak maksadıyla Firdevs'i öldürmekten, işlemiş olduğu suçu gizlemek, delil ve emarelini ortadan kaldırmaktan ve de kendini cezadan kurtarmak maksadıyla Dursun da uzuv tatili niteliğinde bıçakla yaralamaktan hırsızlıktan ve gasp suçuna eksik derecede teşebbüsten sanık Güven yapılan yargılanması sonunda: 15 ay geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet ağır hapis cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin (Giresun Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 27.8.2002 gün ve 111/147 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.Ölüm sonucunu doğuran eylemin ve husule getirilen lezyonların mahiyetine göre, maktulenin bazı hastalıklarının ölüme karşı direncini azalttığından bahisle suçun TCK.nun 452/2. maddesi ile değerlendirilmesi gerektiği yolundaki Adli Tıp Trabzon Grup Başkanlığının raporu yerine, kişide kronik solunum ve dolaşım sistemi hastalığı bulunmakla birlikte maruz kaldığı travmalara bağlı sağda tüm kaburgalarda, solda 3 adet kaburgadaki kırık, ağız ve burun kapatılması yaşlı kişilerde başlı başına ölüm tevlid edebildiği cihetle ölümün ağız burun kapatılması ve göğüs basısına bağlı solunun yetmezliğinden ileri geldiği yolundaki Adli Tıp Birinci ihtisas Kurumunun mütalaası kabul edilerek suça öldürme vasfı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş bu konuda Adli Tıp Genel Kurulundan görüş alınması gerektiğinden bahisle bozma öneren tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın öldürme ve gasp suçları ile mağdura yönelik suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde öldürme ve gaspa eksik teşebbüs suçlarının niteliği tayin, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı taktir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebepleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın sübuta ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,Ancak:1- Hırsızlık yapmak amacı ile girdiği evde uyanan maktuleyi öldüren sanığın, biraz sonra karşılaştığı maktulenin oğlu olan mağdurun karnına, dalak,mide ve barsak yaralanmasına ve ameliyatla dalağının çıkarılarak hayatının kurtarılmasına müncer olacak şekil ve şiddetle bıçakla vurmasında olay bütünlüğü de gözetildiğinde kastının yaşama yönelik olduğunun kabulü ile öldürme ve gasp suçlarının cezasından kurtulmak için işlediği öldürmeye tam teşebbüs suçundan TCK.nun 450/9 ve 62. maddeleri ile tecziyesi yerine suça yaralama vasfı verilmesi,2- Muhtelif cezaların içtimai suretiyle infazı yapılan mahkumiyetin tekerrüre mesnet olabilmesi için, içtimaen tesis olunan sonuç ceza yönünden bihakkın tahliye tarihinin tespitinin gerekli ve yeterli olduğu, içtimaya dahil olan münferit cezaların birbirinden tefrik olunarak herbiri yönünden şartla bihakkın tahliye tarihleri nazari olarak tespit olunup hangisi müsaitse o ceza bakımından tekerrür uygulaması yapılamayacağı cihetle, Tokat Asliye Ceza Mahkemesinin 22.3.1995 gün ve 1995/18 mut. Sayılı kararı ile içtimaen tayin edilen 11 yıl 72 ay 251 gün hapis cezasının bihakkın tahliye tarihi sorulduktan sonda tekerrür hükmünün uygulanmasının gerekmesi halinde ve ancak bundan sonra ilamda yer alan cezalardan öncelikle varsa özel tekerrüre uygun en ağır ceza yoksa genel tekerrüre uygun en ağır ceza bulunmak ve bununla sınırlı kalınmak suretiyle tekerrür uygulaması yapılması, içtimaen tesis olunan ceza, bihakkın tahliye tarihi itibariyle tekerrüre elverişli değilse, bu takdirde TCK.nun 17. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken yapılmayarak eksik önceleme sonucu TCK.nun 81. maddesi ile uygulama yapılması,3- Kabule ve uygulamaya göre de;Sanığa yaralama suçundan verilen cezanın 9 yıl 12 ay olduğu dikkate alınıp tekerrürle artırım yapıldığında ay olarak verilen cezanın yıla dönüşemeyeceği gözetilerek artırım sonucu 9 yıl 18 ay yerine 10 yıl 6 ay ağır hapis cezasına hükmolunması,Kanuna aykırı ve sanığın sair temyiz itirazları bu itibarla yerinde bulunduğundan, aleyhe temyiz olmadığından CMUK.nun 326. maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakka riayet şartıyla hükmün kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 9.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.