Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1008 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 8353 - Esas Yıl 2008





Tebliğname No : 1/B - 2008/97817MAHKEMESİ : İstanbul 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ ve NO : 14/12/2007, 2006/112 (E) ve 2007/443 (K)SUÇ : Kasten bir kişiyi öldürmeye teşebbüs etmek ve kasten yaralama TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanık Resul’un mağdur Cafer’i öldürmeye teşebbüs, mağdur-sanık Yusuf’u kasten yaralama, sanık Yusuf’un, mağdur S. A. kasten yaralama suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliklerini tayin, takdire ve sanık Resul yönünden tahrike ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan Cafer ve vekilinin ceza miktarına, haksız tahrikin derecesine, katılan-sanık Yusuf vekilinin Yusuf hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine, sanık Cafer hakkında ceza miktarına, katılan Seyit Ahmet vekilinin, sanık Yusuf hakkında ceza miktarına, sanık Resul müdafiinin meşru savunmaya, ceza miktarına ve sair nedenlere yönelen temyiz itirazlarının reddine; Ancak; A) Sanık Resul’ün mağdur Cafer’i öldürmeye teşebbüs suçu yönünden; Sanık Resul’ün, bıçakla mağdur Cafer'e üç kez vurarak, mağdurun sol 8-9 interkostal aralığına isabet eden ve g??ğüs ile batın boşluğuna giren darbenin şiddeti sonucu mağdurun, diyafragma, mide, dalak, pankreas ve kalın barsak yaralanmaları nedeniyle yaşamsal tehlike geçirdiği, splenektomi (dalağın alınması) nedeniyle organlarından birinin işlevini yitirdiği, sol ingiual bölgede ve sol dizde meydana gelen diğer yaralanmaların ise yaşamını tehlikeye sokmayıp, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu olayda; Kasten yaralamanın kişinin duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olması ve bu suçun silahla işlenmesi halinde öngörülen hapis cezasının sekiz yıldan az olamayacağı; olayımızda olduğu gibi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngören TCK.nun 86/1. Maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmayı gerektiren nedenlerin bulunması halinde bu cezanın üst sınırının on iki yıl on sekiz aya kadar ulaşabileceği (TCY’nun 86/1, 86/3-e, 87/2-b, 87/2-son); on iki yıl on sekiz ay hapis cezasının kasten yaralama suçları için öngörülen cezanın üst sınırı olduğu, anılan sekiz yıl hapis cezasının bu cezanın yarısından (altı yıl dokuz aydan) fazla olduğu; kasten insan öldürmeye teşebbüs suçu için öngörülen cezanın, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, dokuz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası olduğu (TCY’nun 35/2); Anılan suçlar arasında hiyerarşik bir denge (önem sırası, daha ağır bir ceza ile cezalandırmayı gerektirme hali) bulunduğu; uygulamada birliğin sağlanması için bu dengenin korunması gerektiği, 35.maddenin uygulanmasında esas alınması gereken tek “ölçüt” ün “meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı” olduğu; 35.madde uyarınca cezanın alt ve üst sınırlar arasında belirlenmesinde yargıca takdir hakkı tanınmış ise de, takdirde yanılgı bulunup bulunmadığını denetlemenin, uygulamada birliği sağlamakla görevli Yargıtay’a ait olduğu; “hayati tehlike” kavramının, yaralama ile başlayan ve ölüme yol açabilen, tedavi ile düzelse bile kişiyi ölüme yaklaştırmış olan tablo olarak tarif edildiği göz önünde tutularak somut olaya bakıldığında; 35. Madde uyarınca, meydana gelen zararın ağırlığına göre, cezanın üst sınırdan tayini gerektiği anlaşıldığı halde, on iki yıl hapis cezası verilerek eksik ceza tayini, B) Sanık Resul’ün mağdur Yusuf’u, sanık Yusuf’un mağdur Seyit Ahmet’i kasten yaralama suçlarından hükümler yönünden; a) Hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 562. maddesi ile değiştirilen 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında; ceza miktarının üst sınırının 2 yıla çıkartılması, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlarla ilgili sınırlandırmanın da kaldırılması nedeniyle yerel mahkemece yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, b) Kabule göre de; Sanık Yusuf’un, katılan Seyit Ahmet’i kasten yaralama suçundan kurulan hükümde, TCK.nun 50/2. Maddesi uyarınca kanun maddesinde hapis cezası ve adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü durumlarda, hapis cezası seçilmesi halinde,bu cezanın daha sonra aynı kanunun 52/2.maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilemeyeceğinin düşünülmemesi suretiyle TCK.nun 86/2. Maddesi uyarınca önce hapis cezası tayin edildikten sonra cezanın adli para cezasına çevrilmesi; Bozmayı gerektirmiş olup,sanık Resul müdafii ve katılan-sanık Yusuf müdafileri ile katılan Seyit Ahmet ve katılan Cafer vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin kısmen tebliğnamadeki düşünce gibi BOZULMASINA; 21.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.