Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 960 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 21533 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Ceza MahkemesiSUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Beraat Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; Sanıkların üzerine atılı “gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” suçunun takibi şikayete bağlı olup, ilk gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz edilmiş olması ve sonradan gönderilen haciz ihbarnamelerinin geçersiz olması nedeniyle, şikayetçi vekilinin haciz ihbarnamesine itiraz ettiği 09.02.2010 tarihinden itibaren İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen sürelerin geçtiği, şikayetçi vekilinin 26.04.2011 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, tebliğnameye uygun olarak İİK'nın 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının DÜŞMESİNE,2- Tazminat istemine ilişkin olarak yapılan incelemede; İcra İflas Kanunu'nun 89/4. maddesinde; “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddenin birinci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder" hükmü düzenlenmiştir. Şikayetçi vekilinin tazminata ilişkin talebiyle ilgili mahkemece işin esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsiz olup İİK'nın 366. ve HUMK’nın 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 22.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.