Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 939 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3495 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İcra Ceza MahkemesiSuç : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;I) İİK'nın 331. maddesine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede,1-Şikayetçi vekilinin şikayet dilekçesinde, sanığın eşi ... kullandığı aracın başkası adına kayıtlı olduğunu, sanığın kullandığı aracın ağabeyi adına kayıtlı bulunduğunu,... alındığı iddia edilen 72 milyon TL ile inşaat projesinden alındığı iddia edilen paraların ortada olmadığı bildirilerek şikayetçi olması karşısında, bu eylemlerin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla olup olmadığı araştırılıp tartışılmadan eksik araştırma ile borçlu şirketin parası olduğu halde haczi kabil malı bulunmadığı gerekçesiyle sanığın yazılı şekilde iki kez mahkumiyetine karar verilmesi,2-Kabule göre de,Farklı icra dosyalarından gidilen hacizlerde mahcuz malların yerinde bulunamaması olaylarının dosya alacaklısı olan tek bir mağdura zarar vermesi nedeniyle sanık hakkında bir cezaya hükmedilerek, bu cezanın TCK'nın 43/1. maddesi uyarınca artırılması gerekirken yazılı şekilde sanığın iki kez mahkumiyetine karar verilmesi,II) İİK'nın 333/a maddesine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede,1-Sanığa isnat edilen İİK'nın 333/a maddesindeki suçun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerekirken, bilirkişi raporlarına da itibar edilmeden şirketin sattığı taşınmazdan dolayı parayı nereye harcadığını ispat edemediği gerekçesiyle yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, 2-Kabule göre de,a)Sanığa isnat edilen İİK'nın 333/a maddesinde “Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastıyla ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara soktukları takdirde, bu işlem ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması halinde, alacaklının şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiş olup, somut olayda, şikayet dilekçesinde iddia edilen eylemlerin sübut bulması halinde, İİK'nın 331. maddesinde yaptırıma bağlanan “alacaklıdan mal kaçırmak kastıyla mevcudunu eksiltmek suçunun” oluşabileceği, İİK'nın 333/a maddesinin uygulanabilmesi için eylemin başka suç oluşturmaması gerektiği cihetle, isnat edilen İİK'nın 333/a maddesindeki suçun oluşmadığı gözetilerek sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması, b) Sanığın başka icra dosyalarından aynı suçtan dolayı aynı mahkemenin ... Esas ...karar sayılı dosyası ile yargılandığının ve mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, suçun tek suç oluşturup oluşturmadığı, TCK'nın 43. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması bakımından dosyaların birleştirilmesi gerektiği hususunun düşünülmemesi,Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 01.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.