Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 863 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 15169 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Beraat, MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;1-Sanık ... ve Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;Yükletilen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun'da öngörülen suç tiplerine uyduğu, Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,Anlaşıldığından, katılan vekili ile sanık ...'un temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 2-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.Ancak;Suç tarihinden önce 01/03/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun'un 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK'nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Kanun'un 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde adli para cezasının ödenmemesi durumunda 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesi uyarınca hapse çevrileceğinin belirtilmesi, Kanuna aykırı ve katılan vekili ile sanık ...'in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hükümden 10. bölümün çıkarılması suretiyle başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,3-Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmünün incelenmesinde;Muhakkik ...tarafından sunulan 28.09.2011 tarihli ön inceleme raporunda muhtar ...'in kaçak kesimlerden haberdar olduğu ve 2010 yılı zati yakacak ihtiyaçları tespit işlemlerinde bazı kişilerin köyde ikamet etmemelerine rağmen hak sahibi olarak kendilerine yakacak odun dağıtıldığının tespit edildiğini belirtmesine; tanık ...'ın kaçak kesimleri sanık ...'in muhtar olan abisi ...'in bilgisi ve güvencesi ile yaptığını ifade etmesine; sanık ... ifadesinde ...'in kaçak kesim yaptığı yerlere muhtar ...'in geldiğini ve hatta kolay gelsin deyip geçtiklerini söylemesine; tanık ... hem ifadesinde hem de şikayet dilekçesinde sanık ...'in kaçak kesime göz yumduğunu ve buna ilişkin sürekli olarak şikayette bulunduğunu belirtmesine; tanık ...'un ...'in ...'in abisi ve köyün muhtarı olduğunu, onun da kaçak kesim yapılmasına göz yumduğunu, sürekli kardeşi ile beraber kesimlerin yapıldığını bilmemesinin mümkün olmayacağını beyan etmesine, iddianame anlatımında ''...'in kardeşi olan köy muhtarı ...'in de şüpheliler tarafından yapılan kaçak kesimleri bilmesi ve görmesine rağmen köy kanunundan kaynaklanan köy mallarının gözetimi ve korunması görevlerine riayet etmeyerek şüphelilere müdahalede bulunmadığı, ormanın kesilmesine ve şüpheli Şakir tarafından nakliyesine göz yumduğu, Orman İşletme Şefliğini durumdan haberdar etmediği''belirtilmesine ve tüm dosya münderecatına göre; sanığın TCK 279. maddesinde belirtilen ''kamu görevlisinin suçu bildirmeme'' suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında, bu suçtan ek savunma verilerek sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi yerine yazılı şekilde beraat hükmü tesisi,Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 06/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.