MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : 1072 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.1072 sayılı Kanun'un 2. maddesinde adli para cezasının alt sınırının 100 gün olduğu gözetilmeden, 5 gün üzerinden adli para cezasına hükmedilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.Ancak,5237 sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince adli para cezalarının 24 eşit taksitte ödenmesine karar verilirken infazda duraksamaya yol açacak şekilde taksit aralığının gösterilmemesi ve taksitlendirmenin hükmün kesinleşmesinden itibaren başlatılmasına karar verilmesi,Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm fıkrasının taksitlendirmeye ilişkin bölümündeki “24 eşit taksitle” ibaresinin önüne, “birer ay ara ile” ibaresinin eklenmesi ve aynı bölümden “hükmün kesinleşmesinden sonra” ibaresinin çıkartılması suretiyle başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.