Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 305 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14765 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;1-Ceza yargılamasında hiçbir duraksamaya yer vermeden gerçeği ortaya çıkarmak görev ve yetkisi bulunan ceza hakimi, ileri sürülen mücbir sebebin dayandığı olayların vukuu ile defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olup olmadığını, bunların mükellefin faaliyet alanı itibariyle mutat ortam yer ve mekanda muhafaza edilmesi olgusu, olayın meydana gelme olasılığı, doğal ve kaçınılması mümkün olmayan nedenlere dayanıp dayanmadığı, öngörülebilme ve neden sonuç ilişkisi, vergi denetiminden kaçmak amacına yönelik tertip niteliği vesair ile olayın arzettiği özelliği duruşmadan ve tahkikattan edineceği kanaate göre irdeleyip değerlendirmeli ve delilleri serbestçe takdir etmeli, irade dışında meydana geldiği ve defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı veya yok olması sonucunu doğurduğunu anlaması halinde 213 sayılı Kanun'un 13. maddesinde düzenlenen mücbir sebep olarak kabul etmelidir. Bu itibarla; 2004 yılına ilişkin defter ve belgeleri incelenmek üzere ibraz etmediği iddia edilen sanığın, işyerinde çıkan yangın sonucu defter ve belgeleri ibraz edemediğini savunması, 20.06.2008 tarihli yangın raporu ve usulünce alınmış bir zayi belgesinin de bulunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi amacıyla, söz konusu yangınla ilgili adli soruşturmanın yapılıp yapılmadığı ve ibrazı istenen defter ve belgelerin bu yangında zayi olup olmadığı hususlarının araştırılması, ilgili Vergi Dairesinden, yangından sonra sanığın defter ve belgelerinin yanmasıyla ilgili bir bildiriminin bulunup bulunmadığının da sorulmasından sonra toplanan tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,2-Kabule göre ise;a-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 gün ve ... sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında katılan kurumun zararının giderilmediğinden bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,b-Kasıtlı suçtan erteli kısa süreli olmayan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve ...sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve ... E., ... K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 13.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.