Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2820 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 130 - Esas Yıl 2016





1136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda beraate dair,..Ağır Ceza Mahkemesinin 16/12/2013 tarih, 2012/488 Esas, 2013/470 Karar sayılı hükmün katılan vekili ve O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 09/11/2015 gün ve 2015/14484 Esas, 2015/7022 sayılı kararıyla;“Yerel Mahkemece yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilerek yapılan yargılama sonunda verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: I) O Yer Cumhuriyet Savcısının hakaret suçuna ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;Yargılamanın yenilenmesi talebinin ve yeniden kurulan hükmün 1136 sayılı Kanuna aykırılık eylemine ilişkin olup, hakaret suçuna ilişkin olarak temyize konu dava ve karar bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,II) O Yer Cumhuriyet Savcısının ve katılan vekilinin 1136 sayılı Kanuna Aykırılık eyleminden kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Avukat olan sanığın 1136 sayılı Kanun’un 56/2. maddesi uyarınca, aslı kendisinde bulunmayan 17/01/2002 tarihli ve "Menkul Satış Protokolü" başlıklı özel belgeyi "aslı gibidir" tasdiki ile onaylaması eyleminden verilen 04.03.2008 tarihli ve 2005/371 E. 2008/107 K. sayılı mahkumiyet kararının Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 23.02.2012 tarihli ve 2008/19635 E. 2012/2913 K. sayılımı ilamıyla onanmasına, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulünden sonra aldırılan bilirkişi raporunun hükmü etkileyici ve değiştirici nitelikte olmamasına, sonuca etkili olacak yeni bir durum veya delil bulunmamasına göre, önceki mahkumiyet hükmünün onanmasına karar verilmesi gerekirken önceki hükmün iptaliyle sanığın beraatine karar verilmesi,Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının ve katılan vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA” karar verilmiştir.İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/01/2016 gün ve KD-2014/65942 sayılı yazısı ile;“Suça konu 17.01.2002 tarihli "menkul satış protokolü" başlıklı belgenin gerçekte olduğu olayın tanıkları ..., ..., ... ve ...'ın beyanlarından anlaşılmaktadır. Yine suça konu 17.01.2002 tarihli "menkul satış protokolü" başlıklı belge katılanların sanık sıfatıyla yargılandığı.... Asliye Ceza Mahkemesindeki dava sırasında 20.01.2004 tarihinde katılanlar vekili tarafından savunma delili olarak.... Asliye Ceza Mahkemesine, 10.11.2013 tarihinde de katılan ... vekili Av. ... tarafından yargılamanın yenilenmesi sırasında.... Ağır Ceza Mahkemesine sunulmuştur. Avukat olan sanığın 1136 sayılı Kanun’un 56/2. maddesi uyarınca, aslı kendisinde olması gereken 17/01/2002 tarihli ve "Menkul Satış Protokolü" başlıklı özel belgeyi "aslı gibidir" tasdiki ile onaylaması eyleminden verilen 04.03.2008 tarihli ve 2005/371 E. 2008/107 K. sayılı mahkumiyet kararının Yüksek Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 23.02.2012 tarihli ve 2008/19635 E. 2012/2913 K. sayılımı ilamıyla onandığı, buna karşılık; yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulünden sonra mezkur belge üzerinde ilk kez yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu adli tıp ve belge inceleme uzmanı tarafından hazırlanan 02.08.2013 tarihli raporda, satıcı bölümünde yer alan imzanın katılanın eli ürünü olduğunun ancak belgenin fotokopi olması nedeniyle bu imzanın kişiye ait başka bir yerdeki imzanın taranmak suretiyle taşınmış olup olmadığının tespit edilemediğinin belirtilmesine, mezkur belge içeriğindeki menkul malların katılanın sanık sıfatıyla yargılandığı ve temyiz incelemesinde onanan.... Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/260 E. 2009/493 K. sayılı dosya içeriğiyle örtüşmesine göre; Yerel Mahkemenin yeniden yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundaki satıcı imzasına ilişkin değerlendirmenin sanık lehine yeni delil olarak kabulünde zorunluluk bulunması ve sanığın kendisine faksla gelen belgenin aslının olduğunu düşünerek onaylamasında suç kastı bulunmadığından bu nedenle verilen beraat kararı doğru olduğundan beraat kararının onanması gerektiği düşüncesindeyiz.Bu sebeplerle; sanık hakkında kurulan beraat hükmünün bozulması yerine onanması talebiyle itiraz zorunluluğu doğmuş bulunmaktadır.SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-Sanık ... hakkında 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'na muhalefet etmek suçundan verilen ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 06/12/2013 gün ve 2012/488 Esas, 2013/470 karar sayılı beraat hükmü yönünden Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 09/11/2015 gün ve 2015/14484 Esas, 2015/7022 Karar sayılı "BOZMA" kararının KALDIRILMASI ile hükmün ONANMASINA karar verilmesi,2-İtiraz yerinde görülmediği takdirde, itiraz hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na TEVDİİ,İtirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:KARAR:1)Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/01/2016 tarih ve 2014/65942 sayılı itiraz istemi yerinde görülmüş olduğundan 6352 sayılı Kanun ile değişik CMK'nın 308/3. maddesi gözetilerek itirazın kabulüne,2)Dairemizin 09/11/2015 tarih ve 2015/14484 Esas 2015/7022 karar sayılı bozma kararının kaldırılarak yeniden yapılan incelemede;Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan vekilinin ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 29/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.