Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 243 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14854 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;1- Sanığın yetkilisi olduğu kabul edilen şirketin 2006 takvim yılında sahte fatura kullandığının kabul edildiği olayda; sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen ... hakkında düzenlenmiş vergi tekniği ve inceleme raporlarının dosyaya eklendiği görülmekle; şirket yetkilileri hakkında dava açılmış olup olmadığının ilgili vergi dairesinden araştırılması, açıldığının tespiti halinde mümkünse birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyen şirketin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı dikkate alınarak faturaları düzenleyen şirket ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde yeniden karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması; tüm bu araştırmaların sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilerek mahkumiyet kararı verilmesi, 2- 2006 takvim yılında birden fazla fatura düzenlenmesi nedeniyle sanık hakkında verilen ceza üzerinden 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesi gereğince arttırım yapılmaması, 3- Sanık hakkında verilen erteli hapis cezasının uzun süreli olması nedeniyle kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,4- 5237 sayılı TCK'nın 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında, mahkemece infazı da kısıtlayacak şekilde "denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde sanığın ertelenen cezasının aynen infazına" karar verilmesi,5- Suça konu faturaların 2006 yılına ilişkin katma değer vergisi bildiriminde kullanılması karşısında son fatura tarihine göre suç tarihinin takip eden ayın 21. günü gözetilmeden 21.09.2006 yerine gerekçeli karar başlığında 2006 olarak gösterilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 13.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.