MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Sanık hakkında verilen ceza üzerinden indirim yapılırken suç tarihi itibariyle yürürlükte olan 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi yerine mülga 765 sayılı TCK'nın 59. maddesinin uygulanması, 2- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve ...sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK'nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmemek suçunda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında, suç tarihi itibariyle engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunun değerlendirilmemesi, 3- 27.07.2007 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 2007 olarak gösterilmesi, Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 13.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.