Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2117 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12729 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : 1219 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:I-Şikayetçi vekilinin temyizine yönelik incelemede:Açılan kamu davasının niteliğine göre, suçtan doğrudan zarar görmeyen şikayetçinin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, şikayetçi vekilinin temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,II-Sanık müdafii ile Cumhuriyet Savcısının temyizlerine yönelik incelemede ise;Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,1-1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'un 41. maddesinde "Kişisel çıkar amacı olmasa bile diplomasız olarak diş hekimliği mesleğine ilişkin herhangi bir muayene veya müdahale yapan, diş hekimliği klinik hizmetleri ile ilgili işyeri açanların meslek icraları durdurulur. Bu kimseler hakkında üç yıldan beş yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur" aynı Kanun'un Ek-7. maddesinde ise "Diş protez teknisyenleri; sahip oldukları diploma veya belgelerin hak kazandırdığı unvanlardan başkalarını kullanamazlar, hastalarla doğrudan doğruya mesleki ilişkiye giremezler, laboratuvarlarında münhasıran diş hekimliği mesleğini icra etmekte kullanılan araç ve gereçleri bulunduramazlar, ek 4. maddenin belirlediği sınırlar dışında herhangi bir çalışma yapamazlar, tavsiyede bulunamazlar, yukarıdaki fıkra hükmüne aykırı hareket eden diş protez teknisyenleri, 41. madde hükümlerine göre cezalandırılır" şeklindeki düzenleme karşısında;Somut olayda 25.05.2011 tarihli iddianame ile, sanığın diplomasız olarak diş hekimliği faaliyetlerinde bulunduğunun belirtilmesi, ... müdürlüğü ekipleri tarafından tutulan ve davaya dayanak gösterilen 26.07.2006 ve 16.08.2006 tarihli tutanaklarda denetim yapılan işyerinin diş protez laboratuvarı olduğu belirtilmesine rağmen sanığın muayene veya müdahale yaptığı ya da diş hekimliği klinik hizmetlerinde kullanılan malzemeler olduğuna dair bir tespitin yapılamamış olması, ... Müdürlüğü' nün 24.08.2006 gün ve ... sayılı yazısı ile, ''işyerinin diş protez laboratuvarı olduğu, ruhsatsız olarak faaliyet gösterdiği, işyerinde bulunan alet ve malzemeler arasında diş hekimliği teşhis ve tedavisinde kullanılan malzemelerin olup olmadığının tespit edilemediği'' yine aynı kurumun 24.02.2012 gün ve ... sayılı yazısı ile de, ''ruhsatsız olarak faaliyet gösteren sanığa ait işyerinde bulunan malzemelerin tespit edilmesi amacıyla yapılan ikinci tespitte mührün sökülerek malzemelerin taşındığının tespit edildiğinin'' belirtilmesi, sanığın sadece diş protez laboratuvarı açtığını savunması, tutanak tanıklarının işyerinde diş tedavisinde kullanılan malzemelerin bulunduğu yönündeki beyanlarının ise yukarıda izah edilen maddi deliller karşısında soyut nitelikte kaldığı ve diğer deliller ile desteklenemediği cihetle; sanığın yüklenen eylemden dolayı beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,2-Kabule göre ise;a- 3 yıllık temel hapis cezası üzerinden 1/6 indirim yapılırken 2 yıl 6 ay yerine 2 yıla hükmedilmesi,b-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve ... E., ... K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,c- Suçtan doğrudan doğruya zarar görmemesi nedeniyle davaya katılma hakkı bulunmayan ... müdürlüğünün katılmasına karar verilip lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,d-Suç tarihinin 16.08.2006 olduğunun gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafii ile Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 17.02 2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.