... Gazetesinin 12/01/2014 tarihli nüshasının birinci sayfasında “Darbe Medyasından Karartma Günleri” ve 22. sayfasında “ ... Israrla Yazdı” başlıkları ile yayımlanan yazılar nedeniyle ilgilisi ... ’ün vâki düzeltme ve cevap isteminin reddine dair ... 22. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/03/2014 tarihli ve 2014/278 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile tekzip ve düzeltme metinlerinin yayımlanmasına ilişkin ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2014 tarihli ve 2014/71 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 24/07/2015 gün ve 49948 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/09/2015 gün ve KYB.2015-280449 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmesi üzerine; Dairemizin 24/03/2016 gün ve 2015/18343 Esas, 2016/13851 sayılı kararıyla;“Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre; ... Gazetesinin bir tüzel kişi olduğu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12/1. maddesine göre, “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır”. Aynı Kanun'un "Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.” kuralına aykırı olarak ve cevap ve düzeltme metninin, 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca, adı geçen gazetelerin sorumlu müdürlerine gönderilmesi yerine, tebliğ evrakının sorumlu kişiye yapıldığını gösterir şekilde tebliğ mazbatası düzenlenmediği ve usulüne uygun tebliğ koşulu yerine getirilmediği gözetilmeden, itirazın bu yönden reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olmasında isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 14/1 maddesinde yer alan “Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlal edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır.” şeklindeki hüküm uyarınca kişilerin, süreli yayınlarda şeref ve haysiyetinin ihlal edildiği veya hakkında gerçeğe aykırı yayım yapıldığı iddiasıyla 5187 sayılı Kanun kapsamındaki düzeltme ve cevap yazısı yayımlanması taleplerinin doğrudan sorumlu müdüre gönderilmesinin gerektiği, düzeltme ve cevap yazılarının hükmi şahıs niteliğindeki gazeteye gönderilemeyeceğinden, kanun yararına bozma isteminde yer alan hükmi şahıslara tebligatı düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmadığı gibi, somut olayda, ... Gazetesinin 12/01/2014 tarihli nüshasının birinci sayfasında “Darbe Medyasından Karartma Günleri” ve 22. sayfasında “ ... Israrla Yazdı” başlıkları ile yayımlanan yazılar nedeniyle talep eden ... vekili tarafından gazetenin sorumlu müdürü ... adına gönderilen cevap ve düzeltme istemini içerir ... 40. Noterliğinin 21/03/2014 tarih ve 7712 yevmiye no’lu ihtarnamesinin 10/03/2014 tarihinde “muhatabın adreste daimi çalışanı iletişim asistanı Seher Tizgili imzasına tebliğ edilmiştir.” şerhi ile tebliğ edilmesine karşın, sorumlu müdür ... vekilinin anılan tebligatın alınmadığına veya usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiasının da bulunmadığının anlaşılması karşısında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,” karar verilmiştir.I- İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/06/2016 gün ve KYB-2015/280449 sayılı yazısı ile; " İtirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık;Gazete yazı işleri müdürü olan sanığa cevap ve düzeltme hakkının kullanılması amacıyla yapılan tebligatın kanuna uygun olup olmadığına ilişkindir.5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. ve 310.maddelerinde düzenlenen kanun yararına bozma kurumu; hakim veya mahkemelerce verilip istinaf ya da temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların giderilmesini sağlayan olağanüstü bir yasa yoludur.5271 sayılı Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasında, kanun yararına bozma sonrası yapılacak işlemler, bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ve bozma kararının etkileri, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak ayrıntılı olarak gösterilmiştir.Düzenlemede; kanun yararına bozmanın sonuçları ve bozma sonrasındaki uygulama saptanırken, öncelikle ‘karar’ ve ‘hüküm’ ayrımı gözetilmiş ayrıca mahkumiyet hükmü ile davanın esasını çözen veya çözmeyen diğer hükümler bakımından farklı uygulama ve sonuçlar öngörülmüştür.Bozma nedenleri;5271 sayılı Yasanın 223 üncü maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, 309.maddenin 4.fıkrasının (a) bendi uyarınca; kararı veren hakim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için, verilecek hüküm veya kararda, lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir.Mahkumiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin olması halinde ise, anılan fıkranın (b) bendi uyarınca kararı veren hakim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilecek, ancak bu halde verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacaktır.Davanın esasını çözen mahkumiyet dışındaki diğer hükümlerin bozulmasında ise (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurucu herhangi bir işlem yapılamayacağı gibi, ‘tekriri muhakeme’ yasağı nedeniyle kanun yararına bozma kapsamında yeniden yargılama da gerekmeyecektir.4’üncü fıkranın (d) bendi gereğince bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde, cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi halinde ise bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay ceza dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerekmektedir.Görüldüğü üzere, bir karar veya hükmün kanun yararına bozulmasının ilgili aleyhine sonuç doğurup doğurmayacağı, bozma sonrasında kararı veren hakim veya mahkemece yeni bir inceleme, araştırma ve yargılama yapılıp yapılmayacağı, hangi hallerde Yargıtay'ın doğrudan hükmetme yetkisinin bulunduğu maddede sıralı ve ayırıcı biçimde düzenlenmiştir. Kanuni düzenleme ile kanun yararına bozmanın sonuçları ve bozma sonrasındaki uygulama belirlenirken "karar” ve "hüküm" ayrımı gözetilmiş, ayrıca mahkumiyet hükmü ile davanın esasını çözen veya çözmeyen diğer hükümler bakımından farklı uygulama ve sonuçlar öngörülmüştür.5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14, maddesinde cevap ve düzeltme hakkı şu şekilde düzenlenmiştir, "sorumlu müdür kendisine sunulan düzeltme ve cevap yazısını; günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır." Görüldüğü üzere "sorumlu müdür yazıyı aldığı tarihten itibaren" denilmek suretiyle cevap ve düzeltme yazısının sorumlu müdüre bizzat tebliğinin gerektiği anlaşılmaktadır.Düzeltme ve cevabın yayınlanmasında bizzat yazı işleri müdürü sorumludur. Bu sorumluluğa aykırı davranmak ise 5187 sayılı Kanun'un 18. maddesinde suç olarak düzenlenmiştir. Bu itibarla, cevap ve düzeltme hakkına ilişkin olup hukuki ve cezai sorumluluk doğuracak nitelikteki tebligatların mutlaka sorumlu müdürün şahsına bizzat yapılması gereklidir. Nitekim Yargıtay 7. Ceza Dairesi 25.02.1994 gün 1994/592-1450 sayılı kararında tebligatın sorumlu müdür yerine sadece yazı işleri müdürüne yollanması ve cevabın yayınlanmaması durumunda cezai sorumluluğun doğmayacağını kabul etmiştir.Diğer yandan 7201 sayılı Tebligat Kanununun 17.maddesinde tebliğ adresinde tebligat belgesinde ismi yazılı şahıs aranacak, o şahıs bulunamadığı takdirde ve bu husus evraka şerh edildikten sonra, tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılabilecektir. Yargıtay 2. Hukuk dairesi 9.7.2012 gün 2012/1416, 19282 sayılı kararında, gösterilen adresin davalının çalıştığı iş yeri adresi olduğu, tebligatı davalı adına alan şahsın, davalının daimi memur veya müstahdemi olmayıp, davalıyla aynı iş yerinde birlikte çalışan diğer bir işçi olduğu anlaşılmaktadır. Muhatabın adresine çıkarılan tebligatın, arananın kolayca bulunması mümkün olmayan yerlerden ise, tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin etmesi, bunlar tarafından muhatabın derhal buldurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa tebliğin kendilerine yapılması icap edeceğini belirtmiştir.Somut olayımızda; sorumlu müdür ... adına çıkarılan tebligatta "muhatabın adreste bulunmaması nedeniyle daimi çalışanı Seher Tizgili imzasına tebliğ edilmiştir” şeklinde bir ibarenin bulunduğu görülmektedir. Sorumlu yazı işleri müdürü ... , Tebligat Kanunu anlamında "belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icra eden kişi” statüsündedir. Bu konumdaki bir kişiye yapılacak tebligat ise Kanun’un 17. maddesi hükümlerine göre gerçekleştirilecektir. Sözkonusu maddeye göre ise; “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.”Tebligat Kanunumun 17. maddesine göre, tebliğ adresinde öncelikle muhatap aranacak; muhatap adreste bulunamadığı takdirde, bu husus evraka derç edildikten sonra, tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılabilecektir.Tebliğ yapılan iş yeri adresinin onlarca kişinin çalıştığı tahmin edilen bir gazete merkez binası olduğu gözetildiğinde, " ... ” isimli çalışanın konumunun ne olduğu tebligat şerhinden anlaşılamamaktadır. Dolayısıyla Kanun un 17. maddesinin aradığı anlamda "muhatabın aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birisi' olup olmadığı bu evraktan belirlenememektedir ve belgelendirilememektedir.Yukarıda açıklanan sebeplerle, sorumlu müdüre yapılan tebliğin usulsüz olması nedeniyle, Basın Kanunu'nun 14. maddesine göre cevap ve düzeltme hakkının kullanılması talebinde bulunma için kanuni şartlar oluşmamıştır. Bu itibarla, Yüksek 19. Ceza Dairesince kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar verilerek, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2013 gün ve 2014/71 Değişik İş sayılı ilamının BOZULMASINA karar verilmesi gerektiği halde, kanun yararına bozma isteminin REDDİNE karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.Sonuç ve İstem:Yukarıda açıklanan nedenle;Dairenizin, 24/03/2016 gün ve 2015/18843 esas, 2016/13851 karar sayılı kanun yararına bozma isteğinin reddine dair kararının kaldırılması,Adalet Bakanlığının, haklı nedene dayanan kanun yararına bozma talebinin kabulü ile, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2013 tarih ve 2014/71 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunumun 309. maddesinin 4.fıkrasının (a) bendinde uyarınca bozulmasına ve müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına karar verilmesi, İtirazın, Dairece, yerinde görülmemesi halinde ise de, dosyanın, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesi, İtirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/06/2016 gün ve KYB-2015/280449 sayılı itiraz yazısı ile dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:II- KARAR... Gazetesinin 12/01/2014 tarihli nüshasının birinci sayfasında “Darbe Medyasından Karartma Günleri” ve 22. sayfasında “ ... Israrla Yazdı” başlıkları ile yayımlanan yazılar nedeniyle talep eden ... vekili tarafından gazetenin sorumlu müdürü ... adına gönderilen cevap ve düzeltme istemini içerir ... 40. Noterliğinin 21/03/2014 tarih ve 7712 yevmiye no’lu ihtarnamesinin 10/03/2014 tarihinde “muhatabın adreste daimi çalışanı iletişim asistanı Seher Tizgili imzasına tebliğ edilmiştir.” şerhi ile tebliğ edilmesine karşın, sorumlu müdür ... vekilinin anılan tebligatın alınmadığına veya usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiasının da bulunmaması nedeniyle gerek 5187 sayılı Kanun'un 14/1 maddesi gerekse Tebligat Kanunu hükümlerine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından,Dairemizin 24/03/2016 gün ve 2015/18343 Esas, 2016/13851 sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.