Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1626 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 13037 - Esas Yıl 2016





5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na aykırı davranmak suçundan sanık ...'un, anılan Kanun'un 81/4., 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62. ve 52/2. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 7.500 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 25/04/2013 tarihli ve 2012/260 Esas, 2013/250 sayılı kararı ile aynı suçtan sanığın, anılan Kanun'un 81/4., 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 80 Türk lirası adi para cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 03/03/2014 tarihli ve 2012/268 Esas, 2014/104 sayılı kararı ve aynı Kanun'un 81/4., 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 80 Türk Lirası adi para cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 14/12/2011 tarihli ve 2010/266 Esas, 2011/444 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 21/06/2016 gün ve 1069 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/09/2016 gün ve KYB. 2016-305961 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.Anılan ihbarnamede;Dosya kapsamına ve mahkemenin kabulüne göre, sanığın 2010 yılından itibaren ... ili... ilçesinde işlettiği dükkanda suç konusu korsan ve bandrolsüz CD'lerin satışının yapıldığı, bu kapsamda 22/04/2009 tarihinde sanığın iş yerinde yapılan arama neticesinde 960 korsan ve bandrölsüz CD ele geçirilmesi nedeniyle sanık hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2011 tarihli ve 2009/75750 soruşutrma, 2011/9181 esas sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yine 10/01/2010 tarihinde sanığın iş yerinde yapılan arama neticesinde 160 korsan ve bandrölsüz CD ele geçirilmesi nedeniyle sanık hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 20/07/2010 tarihli ve 2010/30361 soruşturma, 2010/37613 esas sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, bilahare aynı sanığa ait aynı işyerinde bu kez 26/01/2010 tarihinde yapılan arama neticesinde 47 adet korsan ve bandrolsüz CD ele geçirilmesi nedeniyle sanık hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 20/07/2010 tarihli ve 2010/30360 soruşturma, 2010/37608 esas sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı yapılan yargılamalar neticesinde İzmir 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2010/266 esas, 2011/444 sayılı, 2010/266 esas, 2011/444 ve 2012/260 esas, 2013/250 sayılı kararları ile sanığın iki defa 10 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ve 2 yıl 1 ay hapis ve 7.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği buna karşın, belirtilen davalara konu eylemlerin benzer nitelikte olduğu ve zaman aralığı itibariyle yakın olduğu, ilk iddianamenin tanzim tarihinden önce suçların işlendiği, bu nedenle hukuki kesintiden önce işlenen suçların tek bir suç oluşturabileceği cihetle, sanığın tek bir suç işleme kararı doğrultusunda hareket edip etmediğinin dolayısıyla hakkında zincirleme suça ilişkin 5237 sayılı Kanun’un 43. maddesinin uygulanma kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespiti açısından davaların birleştirilerek görülmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınaî Haklar Soruşturma Bürosunun 07/11/2016 tarihli ve 2016/36 sayılı yazı ile İzmir 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 17/02/2017 tarihli ve 2012/260 sayılı yazı içerikleri dikkate alınarak, İzmir 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 25/04/2013 tarihli ve 2012/260 Esas, 2013/250 sayılı dosyada diğer sanık ...'in temyizi üzerine kararın bozulduğu, bozma kararının sanık ... lehine de sirayet etmesi ve böylelikle anılan kararın temyiz incelenmesinden geçmesi nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309/1. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği kabul edilerek yapılan incelemede;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp bizatihi toplumdur.Sanık hakkında kısa zaman diliminde birden fazla dava dosyası bulunması halinde, Yerel Mahkemece; suç ve iddianame tarihleri gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu bulunmaktadır.Ortada birden çok suç (ihlal) bulunmasına karşın, faile tek ceza verilen hallerden biri de zincirleme suç adı verilen durumdur. Zincirleme suçu oluşturan suçlardan her biri başlı başına bir suçtur. Kanun, faildeki "bir suç işleme kararı" dan kaynaklanmış olmaları nedeniyle bunları tek suç saymakta ve faile tek ceza vermektedir. İncelenen dosyada, 10.01.2010 ve 26.01.2010 tarihlerinde sanığın işyerinde yapılan arama neticesinde çok sayıda korsan ve bandrolsüz CD ele geçirilmiştir. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca sanığın her bir eylemi için ayrı ayrı iddianame düzenlenmek suretiyle kamu davası açılmıştır. Sanık hakkında düzenlenen ilk iddianamenin tarihi ise, 20.07.2010 olup 26.01.2010 tarihli eyleme ilişkindir. Böylelikle, anılan iddianame ile hukuki kesinti gerçekleşmekte ve diğer dosyada bulunan ve 20.07.2010 tarihinde iddianamesi düzenlenen 10.01.2010 tarihli eylemi de kapsamaktadır. Somut olayda, yukarıda açıklanan nedenlerle sanık hakkındaki dava dosyaları öncelikle birleştirilmeli ardından ise, TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanması yapılırken, sanığın 10.01.2010 tarihli ilk eylemi üzerinden yapılan yargılama neticesinde kurulan mahkumiyet hükmü esas alınmalıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, İzmir 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 03/03/2014 tarihli ve 2012/268 Esas, 2014/104 sayılı kararın ve İzmir 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 14/12/2011 tarihli ve 2010/266 Esas, 2011/444 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma gereği öncelikle İzmir 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 03/03/2014 tarihli ve 2012/268 Esas, 2014/104 Karar sayılı dosyası ile aynı mahkemenin 14/12/2011 tarihli ve 2010/266 Esas, 2011/444 Karar sayılı dosyalarının BİRLEŞTİRİLMESİNE, ardından yeniden uygulama yapılarak, hükümlerdeki uygulamaların çıkarılmasına, sanığın, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 81/4. maddesi gereğince 1 yıl hapis ve 5 gün karşılığı adli para cezasıyla cezalandırılmasına, tayin olunan cezanın 5237 sayılı TCK'nın 43/1. maddesi uyarınca 1/4 oranında arttırılması suretiyle 1 yıl 3 ay hapis ve 6 gün karşılığı adli para cezasıyla cezalandırılmasına, 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılmak suretiyle 1 yıl 15 gün hapis ve 5 gün karşılığı adli para cezasıyla cezalandırılmasına, anılan Kanunun 52/2. maddeleri uyarınca belirlenen gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen 20 TL ile çarpılması suretiyle 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, 27/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.