Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1620 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 32830 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 1447 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığın dava konusu ticari işletme rehni sözleşmesinden haberi olmadığına ilişkin savunması karşısında; davaya konu ticari işletme rehni sözleşmesi ve bu sözleşme sebebiyle başlatılan icra takip dosyaları ile imza sirkülerinin asıllarının getirtilip, gerektiğinde imza incelemesi de yaptırıldıktan sonra, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Sanık hakkında hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK'nın 52/1. maddesinde yer alan; ''Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.'' şeklindeki düzenlemenin gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve Üst Cumhuriyet Savcısı, sanık ve müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 23/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.