Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16047 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14296 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Sulh Ceza MahkemesiSuç : 6222 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;6222 sayılı Kanunu'nun 18/9. maddesinde düzenlenen suçun ön ödemeye tabi olması ve hakkında spor müsabakalarını seyirden yasaklanma tedbiri uygulanan sanığa tebellüğ belgesinde bildirdiği adrese çıkarılan tebligatın, adresin yetersiz olması ve muhatabın tanınmaması nedeniyle iade edilmesi üzerine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile eklenen "bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" hükmüne göre, iade üzerine sanığın mernis adresine tebligatın çıkarılması gerektiğinin gözetilmemesi karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 75/3. maddesi yollamasıyla, aynı maddenin 2. fıkrasına göre mahkemesince önödeme işlemi yaptırılmadan yargılamaya devamla yazılı biçimde hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 20/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.