MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;Sanığın ele geçirilen materyallerin tamamının kendine ait olduğunu belirttiği, tutanakta ve bilirkişi raporunda tamamının oyun DVD olduğunun belirtilmesi karşısında yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak; 5846 sayılı Kanun'un 5728 sayılı Kanun ile değişik 81/1. maddesi uyarınca oyun CD'lerinin zorunlu bandrole tabi eser niteliğinde olmadığı ancak hak sahibinin talebi üzerine bandrol yapıştırılmasının zorunlu olduğu gözetilerek, suça konu oyun CD'lerine ilişkin olarak hak sahiplerinin ilgili Bakanlıktan bandrol yapıştırılması talebinde bulunup bulunmadıkları sorulduktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,Kabule göre de;1) Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ve CMK'nın 231/8. maddesinde sayılan denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getiremeyen sanıkların durumunun değerlendirilip, aynı maddenin 11. fıkrasına göre cezanın bir kısmının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin yeni bir hüküm kurulması mümkün ise de, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında, açıklanması geri bırakılan hükümde herhangi bir değişiklik yapılma imkanının bulunmadığı, hükmün ilk şekliyle açıklanması gerektiğinin gözetilmemesi,2) Suç tarihinden önce 01/03/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun'un 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK'nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Kanun'un 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde adli para cezasının ödenmemesi durumunda 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesi uyarınca hapse çevrileceğinin belirtilmesi,Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yeniden yapılacak yargılamada CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.