Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1454 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 4233 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSuç : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,Sanık hakkında 6831 sayılı Kanun'un 91. maddesi uyarınca açılan dava da, ağaç kesilen yerin orman bilirkişi raporunda kesinleşen devlet ormanı sınırları içinde kaldığını, 1973 yılında 1744 sayılı Kanunla değişik Orman Kanunu'nun 2. maddesi uygulaması, 1983 yılında 2896 sayılı Kanun ve 1986 yılında 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanun'un 2. maddesi 2/B uygulamaları Orman Kadastro Komisyonları tarafından uygulandığını ve dava konusu yerin orman sınırları dışına çıkarılma durumunun olmadığının belirtilmesine karşılık, harita mühendisi ve fen mühendisi tarafından sunulan raporda ise dava konusu parsel ile suça konu olan alan orman tahdit paftalarına göre orman sayılan alan içinde kalmasına rağmen, yapılan kadastro ve tapulama çalışmaları sırasında orman tahdit sınırlarının göz ardı edilerek kadastro çalışmaları sonrasında ilgili tapu sicil müdürlüğünde 400 nolu parsel olarak ... adına tapulandığını ve bu parselin 15.08.1989 yılında 3504 nolu yevmiye ile tamamının ... tarafından satın alındığının ve suça konu alanın kısmen ...Köyü 400 ve 401 nolu parsel içinde kısmen de kadastro paftalarına göre kadastral boşlukta kaldığının belirtilmesine göre; ibraz edilen tapu kaydının suça konu alanı kapsayıp kapsamadığı, suç yerinin orman olup olmadığı hususunda yeniden mahallinde zabıt mümziisinin yer gösterimiyle, farklı orman mühendisi ve fen bilirkişisi marifetiyle keşif yapılarak davaya konu yerin niteliğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde tespitinden sonra sanığın suç kastının bulunup bulunmadığına karar verilmesi gerekirken; bilirkişi raporları arasında çelişki giderilmeden eksik kovuşturma sonucu hüküm tesisi,Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 20/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.