MAHKEMESİ : Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza MahkemesiSuç : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.03.03.2004 tarihli 5101 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile yürürlüğe giren 5846 sayılı Kanun'un 75/son maddesindeki özel tekerrür kuralının, hükümden önce 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 23.01.2008 gün ve 5728 sayılı Kanun'un 140. maddesi ile değişik 5846 sayılı Kanun'un 75. maddesindeki yeni düzenlemesinde yer almadığı, bu tarihten sonraki suçlar yönünden özel tekerrür hükmünün uygulanamayacağı, 5237 sayılı Kanun'un 5. maddesinde yer alan "Bu Kanun'un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır." düzenlemesi uyarınca 01.01.2009 tarihinden itibaren özel kanunların TCK'nın genel hükümlerine aykırı hükümlerinin uygulanamayacağı cihetle, hüküm tarihi itibariyle lehe aleyhe değerlendirmesi yapıldığında 5846 Sayılı Kanun'un 75/son maddesinin uygulanamayacağı, buna karşın 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren ancak TCK'nın 5. maddesi gereğince, 5846 sayılı Kanun'un 75/son maddesindeki özel tekerrür düzenlemesi nedeniyle uygulanmayan TCK'nın 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanabileceği anlaşıldığından, sanık hakkında, suç tarihi itibariyle lehe bulunan 5846 sayılı Kanun'un 81/9-1-a maddesi ile 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren TCK'nın 5. maddesi hükmü gözetilerek TCK'nın 58. maddesi uygulanmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve ... E., ... K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, hükümden TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp, yerine ''24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve ... E., ... K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına," ibaresi yazılmak suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.