Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1337 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 8087 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 5684 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 1-5684 sayılı Kanun'un 35/20 maddesinde yer alan; ''Bu Kanun'un 23 üncü maddesinin onuncu fıkrasına aykırı olarak ticarî faaliyette bulunanlar yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile; onikinci fıkrasına aykırı davrananlar üçyüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile; onüçüncü fıkrasına aykırı olarak sigorta acenteliği yetkilerini veya unvanlarını başka kişilere kullandıranlar ve söz konusu yetki ve unvanları kullananlar beşyüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile; sigorta acenteliği yaptığı izlenimini uyandıranlar yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile; ondördüncü fıkrasına aykırı hareket edenler ile bu fıkra gereğince sigorta acenteliğiyle ilgili faaliyetlerde çalışmaması gerektiği halde çalışanlar ikiyüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.'' hükmü karşısında; sanık ...'ün 5684 sayılı Kanunun'a aykırı olarak sigorta acenteliği yetki veya ünvanını diğer sanık ...'e kullandırıp kullandırmadığının tespiti açısından, davaya konu ... adına sahte olarak düzenlenmiş olduğu iddia olunan poliçenin aslının getirtilip, sahte sigorta belgesinin düzenlenmesi konusunda kim veya kimlerle pazarlık yaptığını, ücret ödeyip ödemediği, sanık ... ile bu konuda görüşmesi olup olmadığı, sanık ...'le olan konuşması sırasında Yurdagül'ün bulunup bulunmadığı hususlarında...'ın da tanık olarak dinlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2-5684 sayılı Sigortacılık Kanunun'un 36. maddesinde yer alan; ''Bu Kanunda yazılı suçlardan dolayı kovuşturma yapılması Müsteşarlık tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu başvuru ile Müsteşarlık aynı zamanda katılan sıfatını kazanır.'' hükmü karşısında; ...' nın söz konusu davaya katılma hakkının bulunduğu, suçtan zarar görenin kovuşturma evresinde duruşmalardan haberdar edilme ve kovuşturmanın her aşamasında kamu davasına katılma hakkının bulunmasına rağmen suçtan zarar görene duruşma gününü bildirir davetiye çıkartılmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmak suretiyle, CMK'nın 234. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine aykırı davranılması,Kabule göre de;TCK'nın 62. maddesindeki takdiri indirim uygulanması hususunda kanuni dayanakları da gösterilerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,Kanuna aykırı ve sanık ...' nun temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 16/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.